Dönüşüm Yaratan Kurum İçi Girişimcilik

Kurum içi girişimcilik neden önemlidir? Yaratıcı fikirler nasıl desteklenebilir? Kurumlarda inovasyon kültürü nasıl güçlenir? Merak ettiğiniz her şey bu yazıda!

Dönüşüm Yaratan Kurum İçi Girişimcilik

Biliyoruz ki hiçbir değişim altın tepside sunulmuyor. Gelecek için hem kendimizi hem de ekosistemdeki koşulları değişime hazır hale getirmek zorundayız. Profesyonel açıdan bunu sağlamak, kurum ve kuruluşların kendi bünyesinde büyük veya küçük herhangi bir dönüşüm yaratmasından geçiyor. Yaratıcılığı ve yeniliği teşvik eden, girişimciliğe kapılarını açan, inovasyon odaklı bir iş kültürü artık sürdürülebilir odaklı büyümenin, dönüşümün ön koşulu olarak kabul ediliyor. Kişisel açıdan bakıldığında ise değer üretmek, fikri mülkiyet yaratmak, parçası olduğumuz topluluğa değer kazandırmak, bir ihtiyacı karşılamak tüm girişimleri tetikleyen en büyük motivasyon kaynağı olarak karşımıza çıkıyor. Mevcut olanın, alışılagelmiş olanın, statükonun dışına çıkmak ve yeni şeyler denemek ise birey ve kurum iş birliğiyle çok daha mümkün oluyor, mükemmel sonuçlar doğuruyor.

Avantajları nelerdir?

Değişim gittikçe hızlanırken kendini yeniden keşfeden kurumlar geleceğe ayak uydurabiliyor. Bu yolculuk için gereken kaynağı, ilhamı, inovasyonu da kurum içi girişimcilik sayesinde dışarıda değil bizzat kendi içlerinde bulabiliyorlar. Kurumsal girişimci ise, aslında tam da kurum içinden bu değişimi tetikleyen ve harekete geçiren çalışan oluyor. Kurumların içerisinde böyle yapıları mümkün kılmak ise şirketlerin sürdürülebilirliği için çok büyük önem taşıyor. Ayrıca bu tarz girişimler yeni işlerin önemli bir kısmına da kaynak teşkil ediyor. Sermaye, network ve teknoloji gibi öğeler önceden sağlandığı için başarı oranları da bir hayli yüksek oluyor. Kendi geleceğine yatırım yapan şirketler çok daha sürdürülebilir bir şekilde büyüyor. Yaratıcılığı destekleyen, katılımcı ve kapsayıcılığa önem veren kurumlarda verimlilik artıyor.

İçinde girişimcilik ruhu taşıyan herkese rehberlik eden, yol gösteren ve ilham veren kurum içi girişimcilik inovasyon sürecinde kilit rol oynuyor. Ama bu noktada bir kurumun da yeni fikirleri hayata geçirmek için nasıl bir yol izleyeceğini planlaması gerekiyor. Peki konuya nasıl yaklaşmalı? 

Yaratıcılık nasıl tetiklenir? Motivasyon nasıl sürdürülür?

‘Geleceğe Etki’ temasıyla 18-19 Mart 2021’de düzenlenen imece summit’te ‘Değişime İçeriden Liderlik Etmek: Kurum İçi Girişimcilik ve Kurumsal Engeller’ başlıklı oturumda kurum içi girişimciliğin ABC’sine ve bu yaratıcılığın nasıl tetiklenebileceğine odaklandık. The League of Intrapreneurs Kurucu Ortağı Florencia Estrade’ın yönettiği oturuma; Vestel Ventures Genel Müdürü Metin Salt, Covestro AG Kıdemli Kurumsal Strateji ve Portföy Geliştirme Müdürü Stefan Koch ve Fiba Holding Sosyal Yatırım Projeleri Direktörü Yasemin Sırali konuşmacı olarak katıldı.

Metin Salt, kurum içi girişimciliğin neden elzem olduğunu şu sözlerle özetledi; “İnsanlar artık hayatları boyunca tek bir şey yapmak istemiyor. (Kurumlar için) Yeteneği toplamak yetmiyor, o yetenekleri güçlendirmek zorundasınız artık. Zorlu Grubu olarak, şirketlerde kurum içi girişimcilik ruhunu ve inovasyon kültürünü pekiştirmek adına bir program yarattık ve Parlak Bi’Fikir programı adını verdik. Parlak Bi’Fikir programında şirket içinde bu programla ilgilenenlere eğitimler ve mentorluklar veriyoruz. Yaklaşık yedi aylık çalışmadan sonra yatırım almak için jüri karşısına çıkıyorlar. Önlerinde girişimci olmak ya da inovasyon elçisi unvanıyla kurum içinde bu alanda daha yoğun çalışmak gibi opsiyonlar oluyor. Kendi işlerine, girişim fikirlerine güvenleri varsa ve biz de potansiyel görüyorsak gerçekleştirmeleri için çalışma arkadaşlarımızı destekliyoruz. Yani biz teşvik ediyoruz ve yol gösteriyoruz. Kaybedeni olmayan, herkes için dönüştürücü, öğretici bir süreç yaşanıyor.”

Salt, yöntem ve girişim dünyasının zorlukları hakkında ise şu ifadeleri kullandı; “Kurum içi girişimcilik mental bir egzersiz gibidir. Sınırları zorlamayı gerektirir, teşvik gerektirir. Bir anda olmaz. Yolda zorluklar, aşılması gereken engeller de oluyor. Organizasyondaki herkes sizin gibi düşünmüyor. Dolayısıyla inovatif ve girişimci bir kültürü güçlendirmek için herkesi bu yolculuğa dahil etmeniz, dönüşümün şirketin iyiliği için olduğunu göstermeniz gerekiyor.”

Yasemin Sırali de iş birliğine duyulan ihtiyaca dikkat çekerken, girişimciliği sistemli bir şekilde motive etmenin çok önemli olduğunu söyledi. Sırali, bu dönüşümün ancak politikalar oluşturarak, paydaşlar arası ittifakları güçlendirerek; sivil toplum örgütleri, hükümetler, akademi ve özel sektör arasında iş birliği ve iletişimi artırarak mümkün kılınabileceğini da özellikle vurguladı. 

Stefan Koch ise girişimcileri birer kahraman olarak değil aksine bu hayatın gerekli bir parçası olarak görmek gerektiğinden bahsetti. Koch, girişimci ruhu taşıyan kişilere de şu mesajı verdi; “Eğer siz kendi kuruluşunuz içinde bir şey yapmak istiyorsanız odağınızı sürdürmeniz, yeni ortaklar bulmanız ve onları kişisel bir perspektiften faydalanarak kendi sürecinize dahil etmeniz önemli. Başarısızlığı daima kişisel algılarsanız enerjinizi çok çabuk tüketirsiniz. Artık şirketler için sadece kârı maksimize etmek yeterli bir strateji değil. Kendi kişisel değerlerinizi de stratejinize dahil etmeniz gerekiyor. Bir şeye inanıyorsanız, etki sahibi olmak istiyorsanız azminizi kaybetmemelisiniz.”

Blog

Zorlu Holding’in Akıllı Hayat 2030 sürdürülebilirlik vizyonu çerçevesinde, yenilikçi fikirleri ve çözümleri teşvik eden bir iş ortamı yaratmak
için başlattığı kurum içi girişimcilik programı ‘Parlak Bi’Fikir’ hakkında detaylı bilgi için tıklayın!.