Okuma Süresi

Sürdürülebilirlik Gündeminden Öne Çıkan Başlıklar / Kasım 2025

Kasım ayında sürdürülebilirlik gündemi, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği 30. Taraflar Konferansı’nın (COP30) da gerçekleşmesi sebebiyle önemli bir yer tuttu. Bununla birlikte; sürdürülebilirlik başlığında pek çok araştırma, rapor ve haberin yapıldığı bir ay oldu. Bunlardan birkaç tanesini sıralayalım.

Zorlu 700X526 Kas M Ay Bu Êlten (1)

İklim Finansmanına 1,3 Trilyon Dolar Gerekiyor

İklim Finansmanı Bağımsız Üst Düzey Uzman Grubu (The Independent High Level Expert Group on Climate Finance- IHLEG), küresel iklim finansmanının ulaşması gereken nokta ile ilgili önemli bir çalışmaya imza attı. IHLEG’nin çalışmasına göre; Çin hariç gelişmekte olan ülkelerin, Paris Anlaşması uyarınca küresel sıcaklık artışını sanayi öncesi seviyelere kıyasla 1,5 derecede sınırlamak için 2035 yılına kadar yılda 3,2 trilyon dolar yatırım yapması gerekiyor.

COP30’un dördüncü gününde kamuoyuyla paylaşılan araştırma, “Ülkelerin ihtiyaç duyacağı bazı finansman kaynakları ve bunların nasıl harcanması gerektiğini ayrıntılı olarak ele almak” üzere yapıldı. Araştırmacılar, gelişmekte olan ülkelerin bu doğrultuda 2035 yılına kadar iklim eylemi için kendi iç kaynaklarından yaklaşık 1,9 trilyon dolar bulmaları gerektiğini, dış kaynaklardan ise yılda 1,3 trilyon dolara ihtiyaç duyacaklarını ortaya koydu. 1,3 trilyon ABD doları hedefine ulaşılması, 2022 yılında yaklaşık 190 milyar ABD doları seviyesinde olan mevcut düzeye kıyasla yedi katlık bir artış anlamına geliyor. Bu hedeflere ulaşılamamasının, kalkınma kazanımlarının zayıflamasına, hatta tersine dönmesine yol açabileceği belirtiliyor.

Araştırmanın ayrıntılarına buradan ulaşabilirsiniz.

COP30’un Ardından: Beklentiler ve Sonuçlar

Brezilya’nın yağmur ormanlarındaki kenti Belém’de 10-21 Kasım tarihlerin arasında düzenlenen BM İklim Değişikliği 30. Taraflar Konferansı’nda (COP30), küresel bir birlik gösterilmeye çalışıldı. Zorlu müzakerelerin ardından yayımlanan ve Brezilya kültüründe “işbirliği ile yapıcı tartışma” anlamına gelen “Mutirão” adı verilen sonuç bildirgesi; gelişmiş ülkeler ile gelişmekte olan ülkeler arasındaki anlaşmazlıkların yanı sıra petrol, gaz ve kömür konusunda karşıt görüşlere sahip hükümetler arasındaki fikir ayrılıklarını gözler önüne serdi.

Kolombiya, Panama ve Uruguay’ın başını çektiği ve 90’a yakın ülkeyi bir araya getiren blok, Brezilya COP30 Başkanlığı’nın “Fosil yakıtlardan çıkışa yönelik yol haritası”nın kabul edilmesi ve Zirve sonuç bildirgesine eklenmesi için ortak bir tutum gösterdi. Ancak petrol ihracatçı ülkelerin de dahil olduğu koalisyon, bunun müzakere dışı bir konu olduğunu dile getirdi. Uzun tartışmaların ardından bu ifadelerin anlaşmadan çıkarılması kabul edildi.

Öte yandan küresel sivil toplumun uzun zamandır üzerinde çalıştığı adil geçiş konusunun, “Küresel Bir Adil Geçiş için Belem Mekanizması”nın kurulmasıyla birlikte COP30’un en başarılı sonuçlarından biri olduğu ifade ediliyor.

Konu ile ilgili ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

Avustralya ve Türkiye COP31’i Nasıl Yönetecek?

COP31’in ev sahipliği, Türkiye ve Avustralya’nın 2022’den bu yana anlaşamadığı bir konu olarak öne çıkıyordu. Bu sene, ortak bir COP Zirvesi düzenlenmesi kararı çıktı.

UNFCCC’nin internet sayfasında yer alan “Türkiye-Avustralya Ortaklık Esasları” isimli belge Türkiye ve Avustralya’nın COP31 uzlaşısının detaylarını ortaya koydu. Metinde, Türkiye’den bir temsilcinin COP31 Başkanı olacağı belirtiliyor. İkili düzenleme kapsamında, “COP31 Başkanı”, Zirve süresince müzakerelere liderlik etme görevlerini özel yetkiye sahip olacak bir Avustralya temsilcisine devredecek ve o kişi “Müzakere Başkanı” olarak atanacak. Avustralya temsilcisi aynı zamanda Zirve süresince COP Başkan Yardımcısı olarak görev alacak.

Haberin detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Uyum Finansmanındaki Açık Büyüyor

Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nın (UNEP) geçtiğimiz hafta yayımladığı Uyum Açığı Raporu 2025, iklim değişikliğinin etkilerine uyum sağlamak için taahhüt edilen uluslararası finansmanın mevcut ihtiyaçların oldukça gerisinde kaldığını ortaya koyuyor. 2021 yılında gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelere yönelik kamu kaynaklı uyum finansmanını 2025’e kadar yıllık yaklaşık 40 milyar dolara yükseltme sözü vermişti, ancak raporda paylaşılan verilere göre küresel ölçekte uyuma ayrılan toplam kaynak 2022’de 28 milyar dolar seviyesindeyken 2023 yılında 26 milyar dolara geriledi. 2024 ve 2025 yıllarına ilişkin güncel veriler ise henüz açıklanmadı.

Raporun önsözünde UNEP Başkanı Inger Andersen, bu düşüş eğiliminin tersine çevrilmesinin artık pek mümkün görünmediğine dikkat çekerek, söz konusu durumun uzun vadeli iklim finansmanı hedeflerini riske attığını vurguladı. Çalışmada ayrıca, gelişmekte olan ülkelerin uyum finansmanı ihtiyacının 2035 yılına kadar yıllık 310 milyar doların üzerine çıkacağı ve bu tutarın 2023 seviyelerinin yaklaşık 12 katına karşılık geleceği öngörülüyor.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres de rapora ilişkin değerlendirmesinde, iklim etkilerinin giderek hız kazandığını ancak uyum finansmanının bu hıza ayak uyduramadığını belirtti. Guterres, mevcut tablo nedeniyle dünyanın en kırılgan topluluklarının yükselen deniz seviyeleri, şiddetli fırtınalar ve aşırı sıcaklar karşısında daha da savunmasız hale geldiğine dikkat çekti.

Haberin detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.