COP30’un Ardından: Neler Oldu, Hangi Kararlar Alındı?

BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne (UNFCCC) taraf olan ülkelerce her yıl yapılan Taraflar Konferansı’nın 30.'su, Brezilya ev sahipliğinde gerçekleşti. 10-22 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirilen konferansa yaklaşık 200 ülke katıldı, 11 gün boyunca 56 binden fazla kişi Zirve’deki yerini aldı. Ülkenin yağmur ormanları şehri Belém’de düzenlenen Zirve,  ülkelerin küresel sıcaklık artışını 1,5 derece ile sınırlama taahhüdünde bulunduğu Paris Anlaşması’ndan tam 10 yıl sonra düzenlemesi ve 33 yıl önce UNFCCC anlaşmasının da Rio Dünya Zirvesi’nde imzalanmış olması bakımından ayrıca önem taşıyordu.  

Zorlu 970X548 COP30

COP30’da Neler Oldu?

Dünya Ekonomik Forumu (World Economic Forum, WEF), küresel iklim mücadelesinin bu en önemli buluşmasında ortaya çıkan ana sonucu şöyle ifade etti: “COP30, çok taraflı anlaşmaların hâlâ mümkün olduğunu ancak küresel yönetişimdeki derin çatlakların yenilikçi işbirliği modelleri gerektirdiğini gösterdi. Ortaya çıkan bu tabloda, çok paydaşlı eylem artık ilerleme kaydetmenin kritik bir parçası hâline geldi.”

WEF’in Zirve’ye ilişkin değerlendirmelerini birlikte inceleyelim.

Uyum finansmanı üç katına çıktı: COP30, uyum finansmanının üç katına çıkarılması konusunda bir anlaşmayla sonuçlandı. Yeni hedef, uyum finansmanını yılda 120 milyar dolar yapmak. Başta 2030 olarak konuşulan 120 milyar dolarlık bu hedef için nihai tarih, 2035 olarak belirlendi.

Adil geçiş mekanizması için yeni bir anlaşma yapıldı: Taraflar, yeni bir adil geçiş mekanizması bağlamında teknik yardım, kapasite geliştirme ve bilgi paylaşımını artırma konusunda anlaştı. WEF, yeni anlaşmanın; işçiler, kadınlar ve yerli halklar gibi kırılgan gruplar da dahil olmak üzere tüm insanların haklarının korunmasını sağlayacak önemli bir plan olarak tasarlandığını belirtiyor.

Tropikal ormanlar için finansman ayrıldı: Yerli halkları, yerel toplulukları ve arazi haklarını da destekleyen Tropikal Ormanları Koruma Yatırım Fonu (TFFF), 34 tropikal orman ülkesinin onayı ile başlatıldı. Almanya, TFFF fonuna 1,16 milyar dolar katkıda bulunacağını söyledi. Norveç, Brezilya, Endonezya, Portekiz, Fransa ve Hollanda ise gelecekte finansal destek sağlamayı taahhüt etti. Zirve sonunda fon kapsamında toplamda 7 milyar euro toplandı. Çin ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi diğer ülkelerin de TFFF’ye katkılarını açıklaması ile yıl sonuna kadar fonun toplam hacminin 10 milyar dolara ulaşması bekleniyor. 

Uluslararası ticaret, müzakerelere dahil edildi: Avrupa Birliği’nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) kapsamında ticareti yönlendirme faaliyetleri de dahil olmak üzere küresel ticaret, ilk defa resmi müzakerelerin bir parçası olarak ele alındı. Ticaret konusunda ilk kez bir çalışma grubu oluşturuldu.

Eylem gündeminde artış oldu: Gönüllü olarak sürdürülen iklim eylem gündemi üzerine pek çok çalışma yapıldı. Enerji ve sanayi dönüşümü, ormanlar, okyanuslar, biyolojik çeşitlilik, gıda, tarım, şehirlerin altyapısı, sosyal kalkınma, finansman ve teknoloji gibi temel alanlarda çözümleri hızlandırmak için 480'den fazla girişim başlatıldı.

Yerli halklar konusunda gelişmeler yaşandı: COP30, yerli halklardan katılımın en çok olduğu Zirve olarak tarihe geçti. Geleneksel topluluklardan 3 bin üye konferansa katıldı. Brezilya, COP30 sırasında 10 yeni yerli bölgesinin oluşturulacağını duyurdu.

Dünya Ekonomik Forumu’nun değerlendirmelerine göre, Zirve kapsamında pek çok gelişme yaşanmış olmasına karşın COP30 bazı alanlarda ise beklentileri karşılayamadı.

Fosil yakıtlardan çıkışta eksiklikler: Konferans sırasında 80'den fazla ülke fosil yakıtların aşamalı olarak kaldırılmasına yönelik bir yol haritasını desteklediklerini açıkladı. Fakat sonuç raporunda fosil yakıtlara hiçbir atıfta bulunulmadı ve bağlayıcı taahhütler konusunda anlaşılamadı.

Ormansızlaştırma konusunda anlaşma sağlanamadı: COP30 müzakerelerinde ormansızlaşma yol haritası için bağlayıcı bir anlaşmaya varılamadı. Bu konuda sadece Brezilya’dan bir açıklama geldi. Brezilya, Türkiye'de düzenlenecek COP31'de sunulacak bir plan geliştirmek için gönüllü bir süreç başlatacaklarını duyurdu.

Eksik NDC’ler: Tarafların önümüzdeki 10 yıl için yeni ve revize edilmiş Ulusal Katkı Beyanları (Nationally Determined Contributions, NDC) sunmalarını sağlamak COP30’un öncelikli meselelerinden biriydi. Konferans, ülkelerin hedeflerini önemli ölçüde artırma fırsatı yaratmak için tasarlanmıştı. Fakat yalnızca 121 ülke yeni NDC'lerini sundu. 76 ülke ise hâlâ eksik hedeflere sahip ve bu da küresel emisyonların dörtte birinden fazlasını (%26) temsil ediyor. Taraflar ilk kez, bu yüzyılda 1,5 dereceyi aşma olasılığını kabul etti.

COP30 Değerlendirmeleri

UNFCCC İcra Sekteri Simon Stiell, COP30’u değerlendirdiği kapanış konuşmasında mevcut durumu ve gelecek beklentilerini şöyle açıkladı: “İklim mücadelesini kazandığımızı söylemiyorum. Ama şüphesiz hâlâ mücadelenin içindeyiz ve devam ediyoruz. 194 ülke, düşük sera gazı emisyonlarına ve iklim direncine küresel geçişin geri döndürülemez bir durum ve geleceğin trendi olduğunu söyledi. Fosil yakıtları ikiye katlayan yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırım bu görüşü destekleyen bir veri. Bu hem siyasi hem de ekonomik tarafta görmezden gelinemeyecek bir sinyal."

Türkiye’nin 2035 Hedefi Emisyonu 643 Milyon Tona Düşürmek

COP30 sürecinde Türkiye, İkinci Ulusal Katkı Beyanı’nı Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Sekretaryası’na sundu. Türkiye’nin güncel Ulusal Katkı Beyanı’nın, düşük karbonlu ve iklime dirençli bir gelecek inşa etmeyi hedefleyen, yenilikçi politikalarla uyumlu bir çerçeve oluşturduğu belirtildi. Yeni emisyon senaryosunda Türkiye, 2030 yılı için öngörülen 695 milyon tonluk emisyonu, 2035 yılında 643 milyon tona düşürmeyi hedefliyor.