Eşit Bi’Hayat Sözlüğü

Bir kişiye denk gelen, bir kişi için ayrılan

Bir kişiye denk gelen, bir kişi için ayrılan

Yaklaşık bir insan boyunda olan

Bir şeye karşı takınılan olumsuz tavrı göstermek için kullanılır

Bir şeye karşı takınılan olumsuz tavrı göstermek için kullanılır

düzgün biri değilsin

Eğitmek, yetiştirmek, topluma yararlı duruma getirmek

Eğitmek, yetiştirmek, topluma yararlı duruma getirmek

Eğitmek, yetiştirmek, topluma yararlı duruma getirmek

Eğitmek, yetiştirmek, topluma yararlı duruma getirmek

Eğitmek, yetiştirmek, topluma yararlı duruma getirmek

Eğitmek, yetiştirmek, topluma yararlı duruma getirmek

İnsanlığa yaraşır şekilde, iyice, terbiyeli

İnsani açıdan düzgün niteliklere sahip bir birey

İnsani açıdan düzgün niteliklere sahip bir birey

İnsani açıdan düzgün niteliklere sahip bir birey

İnsani açıdan düzgün niteliklere sahip bir birey

Topluluğa karışmamak, eşe dosta gitmemek

Topluluğa karışmamak, eşe dosta gitmemek

Topluluğa karışmamak, eşe dosta gitmemek

Topluluğa karışmamak, eşe dosta gitmemek

Bir insanı zor kullanarak istemediği bir yere götürmek

Kayırmak, tutmak, haksız olarak yardımda bulunmak

Kayırmak, tutmak, haksız olarak yardımda bulunmak

Kayırmak, tutmak, haksız olarak yardımda bulunmak

Birini kendi çıkarına alet etmek, birini çalıştırmasını bilmek

Birini kendi çıkarına alet etmek, birini çalıştırmasını bilmek

Birini kendi çıkarına alet etmek, birini çalıştırmasını bilmek

Karşı tarafın düzgün davranması gerektiğini vurgulayan bir terim

Yetişmek, büyümek

Yetişmek, büyümek

Yetişmek, büyümek

Söylendiği kişilerde bir kavrayış noksanlığı olduğunu ima etmek için kullanılır.

Layık olduğunun, hak ettiğinin fazlasını verdiğimiz durumlarda, karşımızdaki kişinin bu miktarı, kazancı veya değeri az bulduğunu belirtmesi durumunda kullanılan söz

"Boşver, aldırma, önem verme" anlamında kullanılır

Değer ve önem görmek

Değer ve önem görmek

Değer ve önem görmek

Değer ve önem görmek

Giyim kuşamıyla, davranışlarıyla insana yakışır bir biçim almak; beğenilir duruma gelmek

Giyim kuşamıyla, davranışlarıyla insana yakışır bir biçim almak; beğenilir duruma gelmek

Giyim kuşamıyla, davranışlarıyla insana yakışır bir biçim almak; beğenilir duruma gelmek

Giyim kuşamıyla, davranışlarıyla insana yakışır bir biçim almak; beğenilir duruma gelmek

İyice, bir güzel, bir temiz

Bir kimseye gereğinden fazla değer vermek, saygı duymak

Bir kimseye gereğinden fazla değer vermek, saygı duymak

Bir kimseye gereğinden fazla değer vermek, saygı duymak

Bir kimseye gereğinden fazla değer vermek, saygı duymak

"İnsanın haklı veya haksız yere adı bir defalık kötüye çıktı mı ondan sonra yaptıkları hep o gözle değerlendirilir" anlamında kullanılır

"Çok güzel ruhlu, karakterli, iyi bir insansın" anlamında kullanılan, yakın geçmişte üretilmiş bir deyimdir. Bazı kullanımlarında "helal olsun" deyimini karşılayan bir anlam da yüklenir.

Olumsuz bir tutum sergileyen kimseyle karşı karşıya gelme durumu

İyi bir rastlantıyla uzmanı olan kimseye verilmiş olmak

İyi bir rastlantıyla uzmanı olan kimseye verilmiş olmak (iş)

Kişilerin hal ve davranışlarına göre davranmak, tutum sergilemek

kişilerin hal ve davranışlarına göre davranmak, tutum sergilemek

İşin uzmanını, ustasını, çabucak sonuçlandıracak kişiyi bulmak

İşin uzmanını, ustasını, çabucak sonuçlandıracak kişiyi bulmak

Bir insana yakışmayan davranışta bulunmak

İnsana yakışan tutum ve davranış, insan olma durumu

Olaylara korkusuzca yaklaşmak

Harikasın, muhteşemsin, çok iyisin

Aklını iyi kullanan, akıllı kimse

Etkisi kalmamış, herkes tarafından kullanılan laf, söz

Bir işte emir verme yetkisi bulunan kimse

Bir grup kişinin, işleri dışında farklı şeylere zaman ayırması nedeniyle, bir işe gerekli ilgiyi göstermediği ve yeterli zamanı ayırmadığı durumlarda kullanılan bir deyimdir.

"Bir kızın karakterini öğrenmek isteyenler, annesinin durumunu dikkate alırlarsa aldanmamış olurlar" anlamında kullanılan bir söz

Çok eski dönemlerdeki toplumlarda, bir erkeğin en önemli 3 varlığının olduğunu ifade eden deyimdir.

"İri yarı" anlamında kullanılır.

"Babamızın, dedelerimizin dostları ve onların gelecek nesilleri, atalarımızdan bize kalan miras gibidir" anlamında kullanılan bir deyimdir.

Kadın, eş

Bir kimsenin içinde doğup büyüdüğü, yaşadığı ev

Bir kimsenin içinde doğup büyüdüğü, yaşadığı ev

Bir kimsenin içinde doğup büyüdüğü, ev, toprak ya da yurt

Bir kimsenin içinde doğup büyüdüğü, ev, toprak ya da yurt

Bir kişinin zenginliğinin, ailesinin varlığından ve gelirinden olduğu durumlarda kullanılan deyimdir. Kazanılmamış, aileden gelen, hazır ve kolay para veya servet

Memleket, aile evi

Bir varlık ya da davranışın evlada miras kalma durumu

Öfkelenmek, diklenmek, kabadayıca davranmak

Öfkelenmek, diklenmek, kabadayıca davranmak

Öfkelenmek, diklenmek, kabadayıca davranmak

Öfkelenmek, diklenmek, kabadayıca davranmak

Öfkelenmek, diklenmek, kabadayıca davranmak

Öfkelenmek, diklenmek, kabadayıca davranmak

Öfkelenmek, diklenmek, kabadayıca davranmak

Rahatça, zorlanmadan

Deniz dibine inilebilecek özel donanımla su altında çalışmayı meslek edinen kimse

Kadın berberi

İnsanların her türlü ihtiyacını karşılamaya dayalı teknik ve sosyal alanlarda uzmanlaşmış, belli bir eğitim görmüş kimse

Kadına yönelik ürünlerin bulunduğu reyon

Kadınların soyunup-giyinme eylemini gerçekleştirdiği oda

Kadınlardan oluşan bir ekip, takım

Kadının oturduğu bir koltuğun yanı

Kadınlar

Kadınların mücadele ettiği lig

Bir kadına karşı küçümseyici bir tutumla kullanılan "benim derdim iş güç iken, onun derdi yalnızca süslenmek" anlamını taşıyan, cinsiyetçi bir söylemdir.

Bilimsel çalışmalarla uğraşan kimse, bilgin

Bilim alanında çalışma yapan veya eğitim alan kimse

Bilim alanında çalışma yapan veya eğitim alan kimse

Saygılı, görgülü, kibar kimse

Bağlı olduğu düşüncenin gerçekleşmesi için efor sarf eden kimse

Çocukluk çağından çıkmış, genç insan

Yiğitçe, mertçe davranmak

Devlet yönetiminde söz sahibi kişi

"Koruyucu, kollayıcı" anlamında devleti anlatan bir söz.

Mesleği din ile ilgili işler olan görevli

Düşüncelerine önem verilen kimse, mentor, yönder

Kadınları, güçlerinin yetmeyeceği işlere girişmemeleri konusunda ikaz etmek için kullanılan cinsiyetçi bir deyimdir.

El, yabancı

Mücadele, güreş alanı

Kazı bilimci

Yıldız falcısı

Yemek pişirme işini bir meslek olarak yapan kimse

Atletizmle uğraşan kimse

Hak, hukuk ve yasa işlerinde isteyenlere yol gösteren, mahkemeler, devlet örgütleri ya da özel kuruluşlar önünde başkalarının hakkını savunmayı meslek edinmiş olan ve bunun için yasaların gerektirdiği koşulları taşıyan kimse

Barlarda içki hazırlayıp sunan kimse,bar tezgâhtarı

Bakanlar kurulunun başı olan kimse, hükümet başkanı

Değerli kâğıt, döviz ve para üzerine borsa oyunu yapan kimse, borsada iş gören kimse

Ameliyat yapan uzman hekim, operatör

Geçimini toprağı ekip biçerek sağlayan kimse

Dans eden veya dansı meslek edinen kimse

Ekonomi uzmanı

Başkalarının taşınmazlarının alım satımıyla uğraşan ve geçimini bu yolla sağlayan kimse

Felsefeyle uğraşan ve felsefe biliminin gelişmesinde katkıları olan, felsefede çığır açan kimse, düşünür

Fizik bilgini ya da fizikle uğraşan kimse

Fotoğraf çekmeyi ve bunu kâğıda geçirmeyi, basmayı meslek edinmiş kimse

Topu, kafa veya ayak vuruşları ile karşı kaleye sokma kuralına dayanan ve on birer kişilik iki takım arasında oynanan top oyunu

Cezaevlerinde tutuklu ve hükümlülerin, cezaevi yönetmeliğine ve yasalara uygun davranmalarını gözeten, cezaevinin türlü işlerini yürüten görevli

Fabrika, atölye, maden ocağı, tarım işletmesi vb gibi bir işyerinde, belli bir ücret karşılığında bedenini, kafa gücünü ya da bunlarla birlikte el uzluğunu kullanarak üretim yapan kimse

Yapıların tasarılarını çizen ve bunların gerçekleşmesini, uygulanmasını yöneten kimse

Ressam, yontucu, fotoğrafçı gibi bir sanatçıya poz veren kimse

İnsanların her türlü ihtiyacını karşılamaya dayalı teknik ve sosyal alanlarda uzmanlaşmış, belli bir eğitim görmüş kimse.

Müzik yapıtları yaratan, besteleyen ya da bestelenmiş parçaları çalan kimse

Bir bilim dalını, bir sanatı ya da teknik bilgileri öğretmeyi meslek edinmiş, okulda öğrencilere ders veren kimse

Resim yapan sanatçı

Bir işi yapacağını kesin olarak vadetme. Güvenilir, kesin taahhüt.

Görevi, radyoda, televizyonda söz izlencelerini, özellikle haberleri okumak olan kimse

Tasarımlayan ve tasarımladığını biçim olarak çizen kimse, tasarçizimci

Bir kuruluşu yönetme yetkisi olan kimse

Bir oyunu sahneye koyan ya da bir filmin çevrilmesini, bir televizyon izlencesinin gerçekleşmesini yöneten kimse

Mertliğe, yiğitliğe yakışmamak

Mertliğe, yiğitliğe yakışmamak

Mertliğe, yiğitliğe yakışmamak

Mertliğe, yiğitliğe yakıştıramamak

Mertliğe, yiğitliğe yakıştıramamak

Bir fikri ya da düşünceyi ortaya koyan, üreten kimse

Gemide çalışan insan

Çevresindekilere güven duygusunu aşılayan kimse

Yargıç

İçinden çıktığı, halk kesiminin bütün özelliklerini yakından bilen, halk tarafından sevilen kimse

Nazlı büyütülmüş, çıtkırıldım kimse

Kendi ailesinden çok eşinin ailesini benimseyen

Para karşılığında cinsel ilişkiye giren ve bu işi meslek olarak yapan kişi

Mesleği bilgi öğretmek olan kimse

Yolcu taşıtlarında ve özellikle de uçaklarda yolculara hizmet eden kişi

Yolcu taşıtlarında ve özellikle de uçaklarda yolculara hizmet eden kişi

İnsan, fâni

Kazanç sağlamak amacıyla ticaret veya sanayiye yatırım yapan kişi

Kazanç sağlamak amacıyla ticaret veya sanayiye yatırım yapan kişi

Elinden iyi iş gelen, işini ustalıkla yapan, işinin uzmanı

Bir işe uygun olan ve o işi ustalıkla yapan kimse

Kazı bilimci

Orduda görev yapan, erden generale kadar herkes

Yıldız falcısı

Yemek pişirme işini bir meslek olarak yapan kimse

Atletizmle uğraşan kimse

Hak, hukuk ve yasa işlerinde isteyenlere yol gösteren, mahkemeler, devlet örgütleri ya da özel kuruluşlar önünde başkalarının hakkını savunmayı meslek edinmiş olan ve bunun için yasaların gerektirdiği koşulları taşıyan kimse

Hükümet işlerinden birini yönetmek için genellikle milletvekilleri arasından başbakan tarafından seçilerek cumhurbaşkanınca onaylandıktan sonra işbaşına getirilen yetkili vekil, icra vekili, nazır

Barlarda içki hazırlayıp sunan kimse, bar tezgâhtarı

Basketbol oyuncusu, basketçi

Hükümetin ve Bakanlar Kurulunun başı, kabinenin başı, başvekil

Yalnız başına

Değerli kâğıt, döviz ve para üzerine borsa oyunu yapan, borsada iş gören kimse

Ameliyat yapan uzman hekim, operatör

Geçimini toprağı ekip biçerek sağlayan kimse

Dans eden, dansı meslek edinen kimse

Hekim

Ekonomi uzmanı, iktisatçı

Başkalarının taşınmazlarının alım satımıyla uğraşan ve geçimini bu yolla sağlayan kimse

Felsefeyle uğraşan ve felsefe biliminin gelişmesinde katkıları olan, felsefede çığır açan kimse, düşünür

Fizik bilgini ya da fizikle uğraşan kimse

Fotoğraf çekmeyi ve bunu kâğıda geçirmeyi, basmayı meslek edinmiş kimse

Futbol oynayan kimse

Cezaevlerinde tutuklu ve hükümlülerin, cezaevi yönetmeliğine ve yasalara uygun davranmalarını gözeten, cezaevinin türlü işlerini yürüten görevli

Gazete yayımlayan veya yazı işlerinde çalışmayı iş edinen kimse

Karşılaşmaları, yarışmaları kurallara uygun ve yansız olarak yöneten kimse

Yargıç

Fabrika, atölye, maden ocağı, tarım işletmesi vb gibi bir işyerinde, belli bir ücret karşılığında bedenini, kafa gücünü ya da bunlarla birlikte el uzluğunu kullanarak üretim yapan kimse

Önder, şef

Anayasaya göre millet meclisine seçimle giren millet temsilcisi, parlamenter, vekil

Yapıların tasarılarını çizen ve bunların gerçekleşmesini, uygulanmasını yöneten kimse

Ressam, yontucu, fotoğrafçı gibi bir sanatçıya poz veren kimse

İnsanların her türlü ihtiyacını karşılamaya dayalı teknik ve sosyal alanlarda uzmanlaşmış, belli bir eğitim görmüş kimse

Müzik yapıtları yaratan, besteleyen ya da bestelenmiş parçaları çalan kimse

Mesleği bilgi öğretmek olan kimse

Bir ticaret veya sanayi kurumunun sahibi başı işvereni

Bir hava taşıtını kullanmak ve yönetmekle görevli kimse

Şehirde kamu düzenini huzur ve güvenliği sağlayan kuruluş, kolluk, zabıta

Resim yapan sanatçı

Devlet adına ve yararına davalar açan kamu haklarını ve hukuku yerine getirmek üzere yargıç katında sanıkları kovuşturan görevli

Politikacı

Görevi, radyoda, televizyonda söz izlencelerini, özellikle haberleri okumak olan kimse

Mesleği araba kullanmak olan sürücü

Tasarımlayan ve tasarımladığını biçim olarak çizen kimse, tasarçizimci

Tenis oynayan kimse

Bilim edebiyat sanat alanlarında kitap yazan veya kitap hazırlayan bir eseri ortaya koyan ve eserin sahibi olan kimse, kalem, erbabı müellif

Yönetme gücünü elinde bulunduran kişi, yöneten kişi, idareci menajer

Bir oyunu sahneye koyan ya da bir filmin çevrilmesini, bir televizyon izlencesinin gerçekleşmesini yöneten kimse

Görünüşünden beklenen işi yapacak bir kişi olmak

Kardan yapılan insan figürü

Dedikodu yapan anlamında kullanılır

Özel kuruluşlarda ya da kamu kuruluşlarında büro işlerini yürüten, haberleşmeyi sağlayan, yazışma yapabilen görevli

Yalnız başına

Düşmanca davranış ve sözlerle ortaya çıkan çekişme veya dövüş

Evlenmemiş, evlenmeyi tercih etmemiş

Bölümlere ayrılmış iki yanlı tahta üzerinde on beşerden otuz pul ve iki zarla iki kişinin karşılıklı oynadığı oyun

Bir kadının evlenmeden önce taşıdığı soyad

Sevilen, aşık olunan

Öğretmen

Müdür, Yönetici

Bir kişinin yaşamını sonlandırmak

Herhangi bir şey üstünde mülkiyeti olan, onu yasaya uygun bir biçimde dilediği gibi kullanabilen kimse, iye, malik

Verdiği sözü ne olursa olsun yerine getiren kimse

Sporcu, sporun gerektirdiği değerlere sahip olan kimse

İlgili olduğu spor dalında teknik açıdan uzmanlığı bulunan kimse

İlgili olduğu spor dalında teknik açıdan uzmanlığı bulunan kimse

İlgili olduğu spor dalında teknik açıdan uzmanlığı bulunan kimse

İlgili olduğu spor dalında teknik açıdan uzmanlığı bulunan kimse

O günlerde çok sözü edilen kişi

O günlerde çok sözü edilen kişi