Dünya Çevre Günü’nün 2024 Mesajı: Bizim Toprağımız, Bizim Geleceğimiz
Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın çevresel boyutlarında ilerlemeyi teşvik etmek için hayati bir platform hâline gelen Dünya Çevre Günü, hükümetlerin, işletmelerin ve bireylerin daha sürdürülebilir bir dünya yaratma gücüne odaklanıyor ve 150'den fazla ülkede kutlanıyor. Dünyanın dört bir yanından büyük şirketler, sivil toplum kuruluşları, topluluklar, hükümetler ve kanaat önderleri çevresel sorunları desteklemek için Dünya Çevre Günü markasını benimsiyor. Her yıl dünya genelinde on milyonlarca insan çeşitli faaliyet, etkinlik ve eylemler aracılığıyla bugüne katılıyor.
İlk Adım 1972’de Atıldı
1972’de İsveç’in Stokholm kentinde yapılan Birleşmiş Milletler Çevre Konferansı’nda üye ülkeler, “çevre kirliliği” problemine çözüm yolları aradılar. Bu konferansın sonuçlarından biri de 5 Haziran tarihinin her yıl Dünya Çevre Günü olarak kutlanmasıydı. Bundan tam 1 yıl sonra, 1973’te, Dünya Çevre Günü İsviçre ev sahipliğinde “Tek Dünya” sloganıyla ilk defa kutlandı.
Aradan geçen 51 yılda Dünya Çevre Günü’ne ilişkin altını çizmek gereken birkaç önemli tarih var. Bunlardan bir tanesi 1981. O yıl, Bangladeş ev sahipliğinde “Yeraltı Suyu: İnsan Besin Zincirlerindeki Toksik Kimyasallar” temasıyla düzenlenen Dünya Çevre Günü’nde yeraltı sularında ve besin zincirlerinde bulunan zehirli kimyasallara dikkat çekildi. Ertesi yıl, Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) Yönetim Konseyi, bir dizi tehlikeli kimyasal ve kirletici maddeyi kısıtlayan veya ortadan kaldıran önemli uluslararası anlaşmalar için yol haritası niteliği taşıyan Montevideo Programı’nı kabul etti.
Kanada ev sahipliğinde 1986 yılında düzenlenen Dünya Çevre Günü, o yılın “Dünya Barış Yılı” olması sebebiyle “Barış İçin Bir Ağaç” temasıyla gerçekleşti. 5 Haziran gününde, Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand, Hindistan Başbakanı Rajiv Gandhi ve Uganda Devlet Başkanı Yoweri Museveni'nin de bulunduğu siyasi ve dini liderler, çevresel yıkımlara dikkat çekmek için ağaç diktiler. 1986 yılı, Dünya Çevre Günü’nün uluslararası bağlamda hangi boyuta ulaştığını göstermesi bakımından değerliydi.
1989: Küresel Isınmaya Vurgu
1989 yılı ise, Dünya Çevre Günü’nde küresel ısınma konusuna ilk defa vurgu yapılması bağlamında önemli bir tarihti. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nin kurulmasından 1 yıl sonra, Belçika'nın Brüksel kentinde düzenlenen Dünya Çevre Günü kutlamalarında küresel ısınmayla ilgili artan endişeler ele alındı. Küresel ısınma teması, daha sonraki yıllarda çok daha detaylı bir şekilde sık sık ele alındı.
1992’de Brezilya’da, “Yalnızca Tek Dünya, İlgilen ve Paylaş” temasıyla kutlanan Dünya Çevre Günü, daha çok Dünya Zirvesi olarak bilinen BM Çevre ve Kalkınma Konferansı sırasında düzenlendi. Ülkeler; iklim değişikliği, çölleşme ve biyolojik çeşitlilik konularında önemli anlaşmalara vardı ve çağdaş sürdürülebilir kalkınmanın rotasını belirledi.
“Dünyadaki Yaşam İçin-Denizlerimizi Kurtarın” temasıyla Rusya ev sahipliğinde 1998 yılında kutlanan Dünya Çevre Günü’nün ana amacı ise Uluslararası Okyanus Yılı'na destek olmaktı. Bu anlamda ilk kez, deniz ekosistemlerine yönelik tehditlere dikkat çekildi.
Milenyum ve Dijital Dünyaya Giriş
2000 yılı ise Dünya Çevre Günü'nün dijital dünyada da varlık kazanmış olması açısından önemliydi. O yıl UNEP, dünyanın dört bir yanındaki insanların çevrenin korunmasına yönelik yaptıkları faaliyetleri kaydetmeleri, bu güne özel olarak hazırlanan etkinliklerin belirli bir platformda ve bir arada yer almasıyla küresel bir topluluk duygusu oluşturulması için bir Dünya Çevre Günü web sitesi kurdu. 12 yıl sonra Brezilya'nın Rio de Janeiro kentinde “Yeşil Ekonomi: Sizi Kapsıyor mu?” teması ile düzenlenen Dünya Çevre Günü sürecinde ise platformun internet sitesi 4,2 milyondan fazla ziyaret aldı. Bu, o dönem için bir rekordu. Yine 2015’te İtalya ev sahipliğinde organize edilen kutlamada, “Yedi Milyar Hayal. Tek Gezegen. Dikkatli Tüketin.” teması belirlenmişti. O yıl Dünya Çevre Günü, 20’den fazla ülkede X’te (o zamanlar Twitter) en popüler konular arasında yer aldı. 1 yıl sonra UNEP, Dünya Çevre Günü’nü, o zamana kadarki en büyük kampanyalarından biri olan WildforLife için atılan ilk adım düşüncesiyle organize etti. Angola’da “Yasadışı Yaban Hayatı Ticaretine Sıfır Tolerans” temasıyla yapılan Dünya Çevre Günü etkinliği, uluslararası yaban hayatı suçlarıyla mücadelede büyük bir adım olan WildforLife organizasyonu için bir sıçrama tahtası oldu. Ev sahibi ülke Angola, fildişi ticaretini durdurma sözü verdi. Yasa dışı yaban hayatı ürünlerinin önemli bir varış noktası olan Çin, yerel fildişi pazarını durduracağını açıkladı.
2022’de İsveç’te “Yalnızca Tek Dünya” temasıyla yapılan Dünya Çevre Günü’nü 65 milyondan fazla insan çevrimiçi olarak kutladı. Geçtiğimiz senenin teması ise giderek büyüyen bir sorun olan plastik kirliliği ile ilgiliydi. 2023 Dünya Çevre Günü, plastik kirliliğine yönelik çözümlerin tartışılmasına odaklandı ve plastik kirliliği kriziyle mücadelede kapsamlı bir "tüm toplum yaklaşımı" ihtiyacının altını çizdi.
2024 Teması: “Bizim Toprağımız”
Bu sene Suudi Arabistan’ın ev sahipliğinde “Bizim topraklarımız” sloganıyla düzenlenen Dünya Çevre Günü ise arazi restorasyonu, çölleşme ve kuraklığa dayanıklılık konularına odaklanıyor.
Arazi restorasyonu, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na ulaşmak için kritik önem taşıyan, dünyanın her yerindeki ekosistemlerin korunması ve yeniden canlandırılmasına yönelik bir çağrı olan BM Ekosistem Restorasyonu On Yılı'nın (2021-2030) temel dayanağı. Öte yandan BM Çölleşmeyle Mücadele Anlaşması'na göre, gezegendeki toprakların %40'ı bozuluyor. Bu durum dünya nüfusunun yarısını doğrudan etkiliyor ve küresel GSYİH'nin de yaklaşık yarısını (44 trilyon ABD doları) tehdit ediyor. Genel kanı, bozulmuş araziyi "kurak çöl" olarak düşünse de aslında durum sadece bununla açıklanamıyor. Aynı zamanda yoğun bir şekilde tarım yapılan veya doğal bitki örtüsünden arındırılmış görünüşte yeşil alanlar da bu gruba giriyor. Bozulmuş arazi için; doğal kaynaklardan, toprak verimliliğinden, sudan, biyolojik çeşitlilikten, ağaçlardan veya doğal bitki örtüsünden yoksun olan arazi şeklinde bir tanımlama getirebiliriz. Önemli ölçüde gıda üretiminden kaynaklanan bu büyük hasar, gezegenin artan nüfusunu besleme yeteneğini riske atıyor. Bozulmuş topraklarda gıda yetiştirmek, topraklar ve su kaynakları tükendiği için giderek daha zor hâle geliyor. Tüm bu olumsuzlukların bir sonucu olarak kuraklıkların sayısı ve süresi 2000 yılından bu yana %29 arttı. Acil önlem alınmadığı takdirde kuraklıklar, 2050 yılına kadar dünya nüfusunun 3/4’ünden fazlasını etkileyebilir.
Bir Çevre Farkındalığı Festivali: Eco Love Fest
Zorlu Holding olarak, sürdürülebilirlik konularında değer zincirimizdeki paydaşlarımızla birlikte farkındalığımızı artırmak adına çeşitli proje ve etkinlikler düzenliyoruz. Bu kapsamda hayata geçirdiğimiz örnek projelerden biri de son 3 yıldır, Grup şirketlerimizden Zorlu Gayrimenkul ile hayata geçirdiğimiz Eco Love Fest etkinliği. İyi yaşam tutkunlarını ve sürdürülebilirlik kavramı çerçevesinde değişim yaratanları bir araya getirmek, sürdürülebilirliğe dikkat çekmek ve farkındalık oluşturmak amacıyla organize ettiğimiz Eco Love Fest, her aşamasında sürdürülebilirlik yaklaşımının benimsendiği kapsamlı bir etkinlik. Türkiye’deki alışveriş merkezleri içerisinde hayata geçirilen ilk ve en kapsamlı sürdürülebilirlik festivali olma özelliğini taşıyan Eco Love Fest’te, sürdürülebilirlik odaklı markaların yer aldığı sürdürülebilir pazar, alanında uzman isimlerin konuşmacı olarak katıldığı sürdürülebilirlik söyleşileri, çocuklar ve yetişkinler için ekolojik atölyeler ve müzik performansları yer alıyor. Eco Love Fest projesi kapsamında bugüne kadar;
-50’den fazla yerel üreticiye alan ve görünürlük desteği sağladık.
-2 binden fazla misafirimizin katılımıyla 110 sürdürülebilirlik atölyesi hayata geçirdik.
-Yurt içi ve yurt dışından konuşmacıların katıldığı 32 sürdürülebilirlik söyleşisi gerçekleştirdik.
-8 konser organize ettik.
-Eco Love Fest’i düzenlediğimiz 3 yılda ulusal ve uluslararası platformlardan 7 ödül aldık.
Zorlu Holding’de Çevre Odaklı Sürdürülebilirlik Çalışmaları
Akıllı Hayat 2030 sürdürülebilirlik stratejimiz çerçevesinde çağın gereksinimlerine uygun yapısal değişimleri hayata geçirerek çevresel, sosyal ve kurumsal yönetim (ÇSY) performansımızı her geçen gün daha da yükseltmek için çalışıyor, yarattığımız etkiyle sürdürülebilir bir yaşam kurgusuna katkı sağlıyoruz. ÇSY alanlarında “yenileyici iş modelleri” ve “insan odaklı ekosistemler” başlıklarında, 2030 ve 2050 için koyduğumuz orta ve uzun vadeli hedeflere yönelik olarak ara hedefleri belirlemek üzere çalışmalar da yürütüyoruz.
2030’a kadar doğrudan (Kapsam 1) ve dolaylı (Kapsam 2)’de, 2050 yılına kadar tüm değer zincirinde (Kapsam 1-2-3) net sıfır emisyona ulaşmayı hedefliyoruz. Atıklarımızı 2030'a kadar %50 oranında azaltmayı, 2050'ye kadar da sıfır atık noktasına ulaşmayı hedefliyoruz. Ayrıca 2030'a kadar kullanılan suyun %50'sini, 2050'ye kadar tamamını geri kazanmayı amaçlıyoruz.
Çevre yönetimimizi, referans aldığımız uluslararası standartlar ışığında gerçekleştiriyoruz. Sürdürülebilirlik stratejimize paralel olarak belirlediğimiz hedeflerle performans takibi yapıyor, başta Grup şirketlerimizin hayata geçirdikleri olmak üzere, iyi uygulamaların yaygınlaştırılması için çalışıyoruz. Açıklandığı günden bu yana Avrupa Yeşil Mutabakatı’nı ve bu kapsamda belirlenen yol haritalarını yakından takip ediyor, risklerimizi proaktif bir yaklaşımla yönetirken fırsatları değerlendiriyoruz.
Yenileyici iş modelleriyle toplumsal ihtiyaçları doğayla uyum içinde sürdürülebilir sistemler kurarak karşılamak için çalışıyor; iklim krizi ve döngüsel ekonomi alanlarında ekosistemi dönüştürmeyi hedefliyoruz. Belirlediğimiz hedeflere sektörlerimizle birlikte hızla ulaşmak adına radikal işbirlikleri gerçekleştirmeyi, karmaşık ve çok katmanlı küresel sorunlara çok paydaşlı yapılarla yanıt vermeyi amaçlıyoruz.
Grup şirketlerimizle çevre yönetimi, iklim çalışmaları, enerji yönetimi, döngüsel ekonomi uygulamaları, doğal kaynak ve atık yönetimi, biyoçeşitliliğin korunması ve iyileştirilmesi için kapsamlı çalışmalar gerçekleştiriyoruz.
Çevreye olan olumlu etkimizi artırmak üzere çalışmalarımızı sosyal yatırımlarımızla da destekliyoruz. Bu kapsamda kaynaklarımızı etki odaklı yatırımlara Erişilebilir ve Temiz Enerji, Sürdürülebilir Şehir ve Yaşam Alanları, Sorumlu Tüketim ve Üretim ve İklim Eylemi başta olmak üzere birçok SKA’ya katkı sağlıyoruz.