Kadınlar Dönüşüme Nasıl Yön Verebilir?

Kadın lider ve yöneticilere neden ihtiyacımız var? Nasıl bir fark yaratıyorlar? Kadın liderliğine dair merak ettikleriniz bu yazıda!

Kadınlar Dönüşüme Nasıl Yön Verebilir?

Biraz istatistiklerden konuşalım mı? Kadınlar 2020’de toplam küresel işgücünün sadece yüzde 39’luk bir kısmını temsil ediyordu. Tüm kadınların yarısından daha azı (yüzde 46,9) işgücüne katıldı, ki 1990'da bu oran yüzde 51 idi. 

Fortune 500 listesinde yer alan şirketlerin sadece 13’ü (yüzde 2,6) kadın CEO’lar tarafından yönetiliyordu. Kadınlar, dünya çapında yönetim kurulu başkanlığı koltuklarının yüzde 20,6'sına sahipti. 

Dünya çapında ulusal parlamentolarda kadınların temsili de yüzde 24,9 seviyesinde kaldı.

Toplumsal cinsiyet eşitsizliğine rağmen, kadınlar büyük fark yaratmaya çalıştılar. Üretimden tarıma, hizmet sektöründen sanayiye kadar hayatın her alanında emeklerini ve ince işçiliklerini ortaya koydular. Kadınların söz sahibi olduğu şirketlerin çevreye daha duyarlı, daha adaletli ve daha katılımcı olabileceğini gösterdiler. Dahası pandemi gibi küresel bir krizde ortaya koydukları başarılı devlet yönetimleriyle adlarından söz ettirdiler.

Pandemiyle birlikte hızlanan dönüşüm süreci de bize, sürdürülebilir bir dünya için kadın liderliğine sandığımızdan çok daha fazla ihtiyacımız olduğunu gösterdi.

Kadın lider ve yöneticilerin yarattığı fark

Peki kadın liderlerin/yöneticilerin artması neden bu kadar önemli? Kadınlar hayal ettiğimiz dönüşüm konusunda nasıl fark yaratabilir? 

  • Kadınlar daha katılımcı, birlikte öğrenmeye ve büyümeye daha açıklar. 
  • Erkek meslektaşları da kadınları adalet, eşitlikçilik, evrenselcilik, kapsayıcılık, esneklik, direnç, gibi ifadelerle tanımlıyor.
  • Kadınlar güç, mevki yerine ekip çalışması ve bağlantı/iş birliği kurmakla motive oluyor.
  • Cesur ve kararlılar, detaylara dikkat ediyorlar, empati yapıyorlar.
  • İklim ve çevre gibi konularda daha duyarlılar. 
  • Şirketlerde yüksek kademelerde kadınlar varsa yenilenebilir enerji kullanımı daha fazla oluyor, maaş eşitsizlikleri daha az oluyor.  

Kısacası eğer sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin gerçekleşmesini istiyorsak böyle bir liderlik sistemine ve toplumsal cinsiyet eşitliğine ihtiyacımız var.

Kadınların sesi yükselmeli

Kadın liderliği dönüşüm için bu denli önemli olduğundan, ‘Geleceğe Etki’ temasıyla 18-19 Mart 2021 tarihlerinde düzenlediğimiz imece summit’te de bu konuyu kapsamlı bir şekilde masaya yatırdık. ‘Kalıpların Ötesinde Liderlik: Kadınlar Nasıl Fark Yaratır?’ başlıklı oturumda; Red Dot Foundation Kurucusu & CEO’su Elsa Marie D’Silva’nın moderatörlüğünde bir araya gelen isimler şöyle sıralandı: Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Ebru Dildar Edin, Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu (CGFT) Direktörü Melsa Ararat ve Bağımsız Gazeteci Shahira Amin. 

Ebru Dildar Edin, kadınların daha kapsayıcı ve iş birliğine açık bir liderlik yaklaşımı olduğunu belirtti. Pandemi döneminde de kadınların liderlik ettiği ülkelerin zorluklara ayak uydurmada ve gereken önlemleri en hızlı şekilde almada daha başarılı olduklarını dile getirdi. Bunun yanı sıra, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldırmak için ekonomik eşitliğin önemine de vurgu yaptı. Edin, “Finansa erişim, eğitim, cesaretlendirme, yeni pazarlara erişim en önemli olan noktalar. Kadın girişimcilerin sayıları artmalı ve işleri desteklenmeli ki problemler çözüme kavuşsun” dedi.

Melsa Ararat ise değişen gelişmişlik göstergelerine dikkat çekti. Ararat, “Şimdiye kadar ekonomik gelişimi hep kişi başına düşen gelire göre ölçüyorduk. Fakat günümüzde bu değişti. Artık insani kalkınma endeksine bakıyoruz. Ve eğer eğitim, iş gibi alanlarda eşitsizlik varsa bu durum ülkeyi de aşağı sıralara çekiyor. Amacımız aslında insani bir çağa dönüşmek. Bunun için liderlikte de bir değişiklik olmalı. Kadınlar bugünün dünyasında liderlik yapmaya daha uygun” diye konuştu. Ararat, “Şirketlerde yönetim kurullarında ve icranın yönetiminde kadınların olması o şirketlere güç veriyor. Bu nedenle kadın liderlik çok ihtiyaç duyduğumuz kolektif değişimin önemli bir unsuru” dedi.

Eğitimin şeklini değiştirmek gerektiğini de söyleyen Ararat’a göre; yeni nesil sadece mesleki becerilere değil, dünyanın ihtiyacı olan şeyleri anlama yetisine de sahip olmalı.  

Shahira Amin ise erkeklere açık çağrı yaptı: “Arada bir mikrofonu kadın meslektaşlarınıza da verin belki onların da söyleyecekleri bir şeyler vardır.”

Amin, toplumsal cinsiyet eşitliği adına ilk etapta başarmamız gerekenleri ise şöyle sıraladı: “Bir şeyi göremezseniz ne olduğunu anlayamazsınız. Taban seviyesinden başlayarak kadınların kendi güçlerini fark etmesini sağlamalıyız. Eğitim ve mentorluk ile genç kadınlara yol gösterebilir. Kadınların sesinin duyulması konusunda sosyal medya çok önemli. Me Too hareketinde bunu gördük. Kadınlar bu hareketten aldıkları ilhamla kendi hikayelerini paylaştı. Bu durum sadece medyanın dikkatini çekmedi. Politikaların değişmesine de neden oldu. Ayrıca sanatın da etkisi büyük. Örneğin sokaklarda yapılan grafitilerde kadınların hikâyeleri görüldü. Genellikle televizyon dizilerinde kadınların belli kalıplaşmış, çağdaş olmayan rolleri var. Kadın yazarların artması bu yüzden çok önemli.”

* Bu bölümdeki bilgiler, yazıda da anlatılan ve imece summit kapsamında gerçekleştirilen ‘Kalıpların Ötesinde Liderlik: Kadınlar Nasıl Fark Yaratır?’ başlıklı oturumdan sentezlenerek kaleme alındı.