Yaratıcı Sektörlerde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Algısı
Türkiye’de yaratıcı sektörler nasıl daha eşit, demokratik ve kapsayıcı hale gelebilir?
Türkiye’de yaratıcı sektörler nasıl daha eşit, demokratik ve kapsayıcı hale gelebilir? İşte bu soruya İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV), kültür politikaları çalışmaları kapsamında hazırladığı “Kültür-Sanat Dünyasında Toplumsal Cinsiyet: Tartışmalı Konular, Yapısal Sorunlar, Çözüm Önerileri” raporuyla cevap arıyor.
İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Itır Erhart tarafından kaleme alınan rapor, toplumsal cinsiyet eşitliğini odağına alıyor. İstanbul’daki kültür-sanat sektörü içinde en çok istihdam sağlanan üç disiplin olan tiyatro, sinema, müzik ekseninde hazırlanan rapor, İstanbul’daki kültür-sanat evrenini, toplumsal cinsiyet eşitliği bağlamında analiz ediyor.
İstanbul’da GfK araştırma şirketinin de desteği ile yürütülen bir saha araştırmasının sonucunda ortaya çıkan ve bulgularının ilk kez, WOW Dünya Kadınlar Festivali İstanbul’da British Council Türkiye’nin desteğiyle düzenlenen “Yaratıcı Alanda Eşitlik” başlıklı panelde Erhart tarafından aktarıldığı rapordan öne çıkanları sizler için derledik.
Toplumsal cinsiyet eşitliği nedir?
Rapordan öne çıkan bulgulara geçmeden önce kısaca toplumsal cinsiyet eşitliği nedir, hatırlayalım. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın arasında 5. sırada yer alan ve öncelikle temel bir insan hakkı olan toplumsal cinsiyet eşitliği, kadınların ve erkeklerin toplumsal yaşamın her alanına eşit katılımları olarak tanımlanıyor. Tanım basit gibi görünse de sürdürülebilir kalkınmayı hızlandırmak için kritik önem taşıyan bu kavramın aslında çok boyutlu olduğunu belirtmekte fayda var.
Kültür-Sanat Dünyasında Toplumsal Cinsiyet raporundan öne çıkanlar
“Kültür-Sanat Sektöründe Erkek Olmamak”, “Eşitsizlik”, “Cinsiyete Dayalı Ayrımcılık, Taciz ve Mobbing”, “Daha Eşit Bir Kültür-Sanat Ekosistemi Yaratmak” gibi konulara değinen ve seçilen sektörlerden çeşitli saha hikâyeleri ve alıntıların yer aldığı rapordan öne çıkan bulgular şöyle:
-
Ankete katılanların %49’u tiyatro, %34’ü sinema, %26’sı müzik sektöründe faaliyet gösteriyor. Katılımcıların %48’i sanatçı; %38’i idari ve %12’si teknik görevlerde çalışıyor. En yaygın çalışma biçimi %44 ile proje bazlı ve katılımcıların %62’si sigortalı.
-
Ankete katılanların %15’i çalıştıkları sektörde fırsat eşitliği olduğuna inanıyor, %13’ü eşit işe eşit ücret ilkesinin uygulandığını düşünüyor.
-
Kadın olmanın kariyerleri üzerinde olumsuz etkisi olduğunu düşünenlerin oranı %53. Erkek olmadıkları için dezavantaj yaşadığını belirtenlerin oranı ise %63.
-
Sektörde kadınların profesyonel gelişimine yönelik destek mekanizmaları bulunduğunu belirtenlerin oranı yalnızca %19.
-
Her 10 katılımcıdan 7’si çalıştıkları sektörde kadınların kendi aralarında eşit olmadığını düşünüyor. Eşitsizlik kaynakları arasında ilk sırada mesleki hiyerarşi (%72), ikinci sırada sosyo-ekonomik eşitsizlikler (%52), üçüncü sırada ise fiziksel özellikler (%51) yer alıyor. Cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ve etnik köken kaynaklı eşitsizlikler daha sonra geliyor
-
Ankete katılan sektör çalışanı kadınların %52’si cinsiyete dayalı ayrımcılık yaşadığını belirtiyor. Bu alanda örgütlenilmesi gerektiğini belirtenlerin oranı ise %20.
-
Her 10 katılımcıdan 6’sı çalıştığı sektörde taciz/mobbing yaşadığını ve yaşayanların %62’si bu durumda ne yapılması gerektiğini bildiğini belirtiyor.
-
Ankete katılan kadınların %23’ü kendilerini ayrımcılık, taciz ya da mobbing’e maruz bırakan kişiyle yüzleşmeyi tercih ederken %20’si yaşanan olay sonrasında projeden, işten veya kurumdan istifa ediyor, ayrılıyor. %16’sı ise yaşanan olayla ilgili sessiz kalmayı tercih ediyor. İfşa etmeyi tercih edeceklerini veya ettiklerini belirtenlerin oranı ise sadece %3.
-
Ankete katılan ve çalıştıkları sektörde profesyonel gelişimlerine yönelik destek mekanizmaları olmadığını söyleyen kadınların oranı %81.
-
Katılımcıların %40’ı pandeminin çalıştıkları sektörlerde toplumsal cinsiyet eşitliğine olumsuz etki ettiğini belirtiyor.
Kültür-sanat sektöründe toplumsal cinsiyet eşitliğinin gelişimi için neler hedefleniyor?
Sonuç ve Öneriler bölümünde kamu kurumları, sendikalar ve meslek örgütleri, sanat okulları, yapım şirketleri ve sivil toplum kuruluşları gibi pek çok paydaşın sorunların çözümüne katkı vermesi için somut öneriler sunan raporun kültür-sanat sektöründe toplumsal cinsiyet eşitliğinin gelişimi için;
-
Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin görünürlüğünün artırılması,
-
Kadın istihdamını artırmaya yönelik mentorluk ve eğitim programlarının hayata geçirilmesi,
-
Bu alanda yeni kaynakların geliştirilmesi ve finansmana erişim imkânlarının artırılması,
-
Alanın paydaşları arasında kapsayıcı ve sürdürülebilir iletişim mekanizmalarının oluşturulması,
-
Yeni stratejiler ve politikalar geliştirilmesi adına, kamu kurumları ile alanda faaliyet gösteren STK’lar ve sanat dünyası arasındaki diyaloğun güçlendirilmesi gibi konulara aracılık etmesi hedefleniyor.
Zorlu Holding olarak kapsayıcılıktan beslenen bir kurum kültürü oluşturmak ve toplum genelinde eşitliği sağlamak için Toplumsal cinsiyet eşitliği manifestomuzu kendimize rehber olarak alıyoruz. Eşit Bi’Hayat diyoruz.