Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Değerlendirmesi: Çalışan Kadınlar Ne Yaşıyor?
Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamada başarılı mıyız? Çalışan kadınlar neler yaşıyor?
Toplumsal cinsiyet eşitliği, sürdürülebilir bir geleceğin en önemli gerekliliklerinden biri. Birleşmiş Milletler’in hazırladığı Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları da bu önemi vurguluyor. Amaçların beşincisi olan Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, kadınlara ve kız çocuklarına yönelik her türlü ayrımcılığın her yerde sona erdirilmesinin altını çiziyor. Onuncu maddede yer alan Eşitsizliklerin Azaltılması da kadın istihdamının artması konusuna işaret ediyor.
Şirketler ve kurumlar, tüm dünyada giderek önem kazanan toplumsal cinsiyet eşitliği farkındalığının etkisinde. Çoğu kurum, kadın çalışan sayısını artırmak için çeşitli stratejiler geliştiriyor. Peki kadınların toplumsal hayata daha eşit katılmasını amaçlayan bu çalışmalar ne kadar başarılı? Çalışan kadınlar neler yaşıyor? Küresel danışmanlık şirketi Deloitte tarafından yayımlanan Çalışan Kadınlar 2023: Küresel Bir Bakış raporu bu sorular hakkında içgörüler edinmemize yardımcı oluyor.
Cinsiyet eşitliği, bağlılığı ve verimliliği artırıyor
Toplumsal cinsiyet eşitliği çalışmalarını başarıyla yürüten şirketler, kadın çalışanların kendilerini daha iyi ifade edebilmesini ve iyi hissetmesini sağlıyor. Böyle kuruluşlarda çalışan kadınların %68’i işlerine bağlılık hissettiklerini söylüyor. Verimlilik, motivasyon ve mesleki tatmin oranları ise %70’in üzerinde. Ayrıca bu işletmelerde ayrımcı davranışlara maruz kalma oranları da %20 seviyelerinde.
Veriler gösteriyor ki toplumsal cinsiyet eşitliği çalışmaları iyi yönde ilerliyor. Cinsiyet eşitliği yüksek seviyede olan işverenler, kadın çalışanların tükenmişlikten uzaklaşarak daha iyi hissetmelerine yardımcı olabiliyor. Adil çalışma ortamında kadınların isteklerini ve ihtiyaçlarını anlayabilen kurumlar, çalışanların bağlılığına ve verimliliğine önemli katkılar sunuyor. Öte yandan cinsiyet eşitliği farkındalığının gelişmesine ve daha gerçekçi adımların atılmasına hâlâ ihtiyaç var. Çünkü toplumsal yaşamda kadınların eşit şekilde yer alması, sürdürülebilir bir geleceğin kapısını aralıyor.
Toplumsal cinsiyet eşitliği için somut adımlara ihtiyaç var
Kadınlar, şirketlerin toplumsal cinsiyet eşitliğini destekleyici sözlerini yerine getirmesini bekliyor. Araştırmaya katılanların %92’sine göre çalıştığı kurumda bu konuda somut adımlara ihtiyaç var. Katılımcıların neredeyse yarısı da son bir yılda işverenleri tarafından verilen destekte herhangi bir ilerleme yaşanmadığını söylüyor.
Kadınların %44’ü iş yerinde ayrımcı tutumlarla karşılaştığında işverenine bildirmeyi tercih ediyor. Bildirmeyen kadınlara göre ise genellikle maruz kaldığı davranış, bildirmeye değecek kadar ciddi değil. Ayrıca şikâyet etmesi halinde durumun daha da kötüleşebileceği, şikayetinin gizli kalmayacağı, ciddiye alınmayacağı veya kariyerinin kötü etkileneceği gibi endişeler duyuyorlar.
Kadınlar rahatsızlıklarını konuşmaktan çekiniyor
Regl dönemi ve menopoz gibi durumlarda oluşabilen rahatsızlıklar, iş yerinde açıkça konuşulamıyor. Rapora göre her 10 kadından 4’ü regl döneminde çalışmaya devam ediyor. Katılımcıların %19’u ise izin alsa da sebebini açıklamamış. Kadınların %9’u bu konuyu yöneticisine açıklarken rahat hissetmediğini, %7’si ise sebebini açıkladığında kariyerinin olumsuz etkilendiğini söylüyor. Çalışmaya katılanların %5’i daha önce regl nedeniyle izin istediğinde yöneticisinden ihtiyacı olan desteği alamadığını, %4’ü de bu desteksizliğin iş yerinden ayrılmasında önemli bir etken olduğunu belirtiyor. Regl döneminde her 10 kadından yalnızca biri işvereninden izin isterken olumsuz bir sonuçla karşılaşmıyor.
Menopozla ilgili sağlık sorunları yaşayan kadınların %10’u çalışmayı sürdürüyor. Diğer yandan katılımcıların %29’u sebebi açıklayarak izin aldığında işvereni tarafından destek gördüğünü belirtiyor. Daha önce menopoz gerekçesiyle izin istediği için kariyeri olumsuz etkilenen kadınların oranı ise %6. Çalışmaya katılan kadınların yarısından fazlası, bu tür durumlarda işverenin ücretli izin imkânı sağlaması gerektiğini düşünüyor.
Ev işlerinde kadınlar ön planda
Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın toplumsal cinsiyet eşitliği koşullarından biri, hane ve aile içinde sorumluluğun adil paylaşılmasıdır. Rapora göre hane içindeki kadınlar çocuk bakımı, temizlik ve diğer ev işlerinde eşlerine göre daha fazla sorumluluk alıyor. Katılımcıların %46’sı çocuk bakımını tamamen üstlenirken, %34’ü ise bu sorumluluğu eşleriyle paylaşıyorlar. Temizlik ve diğer ev işlerinde ise kadınların sorumluluğu %42 iken eşit paylaşım oranı yalnızca %19 düzeyinde.
Ev ekonomisinde ise tam tersi bir durum söz konusu. Kadınların %67’si, evin ana gelir kaynağının eşleri olduğunu söylüyor. Her üç katılımcıdan biri, partnerinin kariyerinin kendisininkinden önemli olması gerektiğini hissediyor. Bunun sebebi ise eşlerinin daha fazla para kazanması. Ancak rapora göre bu durum, kadınların toplumsal hayata eşit katılımını azaltabilir.
Eşit Bi’Hayat Herkes İçin Mümkün
Zorlu Holding olarak toplumsal cinsiyet eşitliğini bir insan hakkı olarak görüyoruz. Eşit bir hayatın herkes için mümkün olduğuna duyduğumuz inançla oluşturduğumuz Eşit Bi’Hayat yaklaşımımız kapsamında, kadınların hayatın her alanında daha çok yer alabilmesi için çalışıyoruz. Yürüttüğümüz çalışmaları üst yönetimimiz liderliğinde, üst düzey yöneticilerimizden oluşan Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komitesi ile sürdürüyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlama konusunda üstlendiğimiz sorumlulukla, yerel ve uluslararası platformlarla iş birliği yaparak yarattığımız katma değeri en üst seviyeye çıkarmaya çalışıyoruz. 2015 yılından bu yana Birleşmiş Milletler Kadının Güçlenmesi Prensipleri’nin (WEPs) imzacısı bir kurum olarak kapsayıcı kurum kültürünü güçlendirmeyi önceliklendiriyor, kadın rol model ve liderlerin sayısının artması ve üst yönetimde eşit temsilin sağlanması için çalışmalar yapıyoruz.
Zorlu Holding’in yanı sıra Grup şirketleri Vestel, Zorlu Enerji, Zorlu Gayrimenkul, Zorluteks ve Hometeks Türkiye Kadın Girişimciler Derneği'nin (KAGİDER) iş yaşamında cinsiyet ayrımcılığına son vermek üzere uyguladığı Fırsat Eşitliği Modeli (FEM) sertifikasını almaya hak kazandı.
Toplumsal cinsiyet eşitliğinin, sürdürülebilir bir yaşamın oluşmasında en kritik unsurlardan biri olduğuna inanan bir Grup olarak hem kurum kültüründe farkındalığın artması ve eşitliğin sağlanması adına çalışıyor hem de iş dünyasının farkındalığını artıracak proje ve iş birliklerine devam ediyoruz. Cinsiyet dengesinin şirketlerin karar mekanizmalarında, yönetim kurullarında ve üst yönetimde oluşması için kadın oranının %30’a yükseltilmesini amaçlayan Yüzde 30 Kulübü’nün Türkiye’deki kurucu üyeleri arasında yer alıyor, kulübün çalışmalarında aktif rol alıyoruz. Ayrıca yönetim kurulunda kadın temsilini artırarak toplumsal kalkınmayı desteklemeyi hedefleyen Yönetim Kurulunda Kadın Derneği’nin de kurumsal destekçilerinden biriyiz.
2023 yılında tüm Zorlu Grubu genelinde toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik farkındalığı artırmak üzere yaklaşık 33 bin Zorlu Grubu çalışanını kapsayan toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimini yayınladık. Kurumsal eğitim platformu Zorlu Akademi ve sınıf içi eğitimler aracılığı ile çalışanlara eriştiğimiz bu eğitimle, toplumsal cinsiyet eşitliği ile ilgili temel kavramların daha da pekiştirilmesini, konuyla ilgili bilgi düzeyi ve duyarlılığını bir adım öteye taşımayı amaçlıyoruz. Eğitim programımız bu ay itibarıyla dileyen herkesin ulaşabileceği bir şekilde kamuoyu ile paylaşılacak.
Değişimin dilde başladığına olan inançla, dilimize yerleşmiş cinsiyetçi söylem kalıplarından ve deyimlerden kaçınmamız için yol gösterici bir sözlük olarak Eşit Bi'Hayat Sözlüğü'nü tasarladık ve tüm paydaşlarının erişimine sunduk. Bununla birlikte iş ortamında, tüm iç yazışmalarda da bu farkındalığı oluşturmak üzere “Söylem Kontrolü Mekanizması”nı devreye alarak günlük yazışmalarımızda farkında olmadan kullandığımız cinsiyetçi söylemlerin yerine daha eşitlikçi, ötekileştirmeye mahal vermeyen alternatiflerin kullanılmasını teşvik ediyoruz.
Eşit Bi’Hayat Sözlüğü’nü buradan inceleyebilirsiniz.
Şiddet, en öncelikli konularımız arasında yer alıyor. 2020 yılında İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı (BADV) projesine katılarak edindiğimiz içgörülerle Ev İçi Şiddeti Önleme Politikası’nı yayınladık. Bu politikada şiddet türlerini, şiddete uğramaları durumunda çalışma arkadaşlarımızın ve ailelerinin ulaşabileceği kanalları, sağlanan kurumsal destek mekanizmalarını belirttik. İnsan kaynağımız başta olmak üzere tüm toplumun şiddet konusundaki farkındalığını artırmak adına çeşitli kanallar üzerinden iletişim çalışmaları yürütmeye devam ediyoruz.
Yanı sıra kurum kültürünü geliştirmek, konuyla ilgili bilgi birikimini artırmak ve alanında uzman kadın fikir önderlerinin gerek kişisel gerek iş anlamındaki öğrenimlerinden ilham almak üzere yöneticilerimiz ve çalışma arkadaşlarımızın katılımıyla Eşit Bi’Hayat Buluşmaları’nı hayata geçiriyoruz.
Biliyoruz ki eşit bir hayat herkes için mümkün...