Kültür-Sanat İklim Krizine Ne Gibi Cevaplar Verdi?

Kültür-Sanat aktörleri iklim krizine ne gibi çözümler getirebilir?

Kültür-Sanat İklim Krizine Ne Gibi Cevaplar Verdi?

Kültür-sanat aktörlerinin iklim sorununun etkilerine karşı çözüm önerileri neler? Sosyal bilinçlenirme projelerinden direkt pozitif etki yapan eserlere kadar hangi çalışmaları ekolojik dönüşümle birlikte ele alınıyor? Kültür-sanat aktörleri ekolojik ayak izini azaltmak için hangi pratikleri uyguluyor? İKSV bu konulara geniş cevaplar veren “Ekolojik Dönüşüm İçin Kültür Sanat: Türkiye’den Örnekler” adlı bir rapor yayınladı. Gelin raporun bize gösterdiklerine      bakalım.

Sanatçılar iklim krizininin etkilerine dair bilinçlendirme projeleri üretirken küratörler ise dönüşümün bir parçası olarak bireysel katılımın artırılmasına, iklim ve çevre adaletinin sağlanmasına, eşitsizlikleri azaltılmasına, yerel güçlerin ve öneminin artırılmasına, çeşitli bağlantılar kurularak iş birliği ve ortaklar oluşturmasına işaret eden çözüm önerileriyle öne çıkıyor. Her durumda kültür-sanat sektörü, iklim sorununa karşı güçlü ağlar kurmaya dayalı bir yaklaşım esas alıyor. 

Türkiye’den örnekler

İKSV’nin raporunda, özellikle son dönemde iklim sorununun çözümüne yönelik yaratıcı sanatsal aktivitelere daha çok tanık olduğumuzu görüyoruz. Bu konuya odaklanan, çeşitli çözüm diyalogları başlatan pek çok etkinliğimiz ve kültür alanımız var. Örneğin SALT’ın “İklimcil: Mevsimler Sürüklenirken” adlı sergisini, Müze Gazhane’nin bu soruna odaklanan nitelikli kürasyonlarını, 16. İstanbul Bienali’nin plastik sorununa odaklanan “Yedinci Kıta”sını, Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali’ni ve Bozcaada Uluslararası Ekolojik Belgesel Festivali’ni birçok örnek arasından öne çıkarabiliriz.

SALT’ın sergisi kapsamında düzenlenen konuşmalar, araştırmalar ve elektronik yayınlar kapsamlı bir kamu programı vadediyordu. Gıda üretimi ve tüketim alışkanlıklarıyla iklim değişikliğinin etkileri arasındaki iletişimin görüldüğü sergide, İstanbul’un azalan sulak alanlarına doğru bir gezintiye de çıkıyorduk. Ağustos 2021’de başlayan İstanbul Müzik Festivali “Başka bir dünya mümkün mü?” temasıyla öne çıkmıştı. 

Zorlu Holding’in dijital dönüşümü esas alan, teknolojinin farklı disiplinlerle ilişkisine odaklanan platformu Digilogue; düzenlediği festivaller, sergiler ve performanslarla soru sormayı, sürdürülebilirlik ve dijitaleşme üzerine diyalog geliştirmeyi amaçlamıştı. Dünyaca ünlü Sónar Festivali’nin Digilogue iş birliğiyle gerçekleştirilen İstanbul ayağı Sónar +D Istanbul’da, sürdürülebilirlik ve teknolojiyi sanat ile buluşturan Sónar+D panelleri de düzenlenmişti. Programı kapsamında; Marshall McLuhan’ın “Medium is the Massage” (Mecra Mesajdır) sözünden ilhamla gerçekleşen “Medium is the Massage” (Mecra Mesajdır) panelinde medyanın hayatımızdaki anlamına, kesişim ve kırılım noktalarına odaklanıldı. Mercado’nun son sayısının temasından adını alan “Sustainable Mind” (Sürdürülebilir Zihin) başlıklı panelde, doğa-insan arasındaki ilişkinin zihinsel süreçteki yansımalarına değinildi. “Arts and Ecology” (Sanat ve Ekoloji) adlı panelde ise sanat ve ekoloji arasındaki dengeye vurgu yapıldı. Panel konuşmacıları ve diğer detaylar için ilgili yazımıza göz atabilirsiniz. 

İKSV’nin raporunda, iklim sorununa karşı alternatif yaklaşımları olan sanat etkinlikleri arasından öne çıkan diğer örnekler ise şöyle: 
 
  • Bir Tohum Vakfı’nın “Masalcı Buluşmaları” (Yerellik, farklılık oluşturmak)
  • Gate 27 konuk sanatçı programı (Yerel yaratıcı ağlar kurmak; çok disiplinlilik; sürdürülebilir pratiklerle yaratıcı üretim için alan açmak)
  • K2 Güncel Sanat Merkezi (Kamusal alan etkinlikleri ile alan yaratmak; ağ kurmak)
  • AICA Turkey’in arşiv çalışmaları; konferanslar, kaynak dijital yayınları (Erişim; çok disiplinlilik; bilgi paylaşımı)
  • GOLA Kültür Sanat ve Ekoloji Derneği’nin Yeşil Yayla Festivali; sözlü tarih çalışmaları (Katılımcı yaklaşım; yerellik; çok disiplinlilik)
  • Açık Radyo’nun yayınları (Demokratik, hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını gözeten bağımsız yayıncılık; farkındalık yaratmak; bilgi paylaşımı)
  • Sinek Sekiz Yayınevi (Yerellik; doğayla uyum; kendine yeten üretim; yöresel zanaatkarlara destek)
  • Festtogether Festivali (Dayanışma, farkındalık oluşturmak, ekolojik ayak izini azaltmak)

Dönüşüm için yol haritası nasıl olmalı?

Kültür-sanat aktörlerinin ekolojik ayak izini azaltmak için hangi uygulamaların atılması gerektiğine dair hemfikir oldukları birkaç madde var. Sıralayacak olursak:

  • Toplumsal etkiyi yaymak için ekonomik sürdürülebilirliğin sağlanması,
  • Şeffaf destek mekanizmalarının oluşturulması,
  • İklim fonlarının ve sanatçıların gereksinimlerinin ciddiye alınması,
  • Finansal destek mekanizmalarının kurulum sürecinde, bağımsızlık ve özgünlüğü esas alan yaklaşımların benimsenmesi,
  • Sürdürülebilir ve öngörülebilir finansal destek mekanizmasının sağlanması,
  • Kamu kaynaklarına ağırlık verilmesi,
  • Politika yapıcıları ile yerel unsurlar arasındaki iletişimin güçlenmesi,
  • Alanlara yönelik kamu desteklerinin bir sisteme oturtulması,
  • Sivil toplum ile politika yapıcılar arasındaki işbirliğinin güçlendirilmesi,
  • Kültür-sanat ve çevre alanındaki sivil toplum kuruluşlarının bir araya getirilmesi,
  • Bilgi ve üretim platformlarının oluşturulması,
  • Politika yapıcılarının iklim özelinde bilgilendirilmesi,
  • Tüm ekolojik çözümlerin ve mücadelelerin daha görünür kılınması,
  • Tüm proje ve etkinliklerde sanatçıların daha aktif olmasının önünün açılması gerekir.

Çözüm önerilerine genel olarak baktığımızda da daha iyi anlıyoruz ki dönüşüm iç içe düşünülen pratiklerle güç kazanacak; ağ kurma ve büyütmeyle iklim krizinin etkilerine karşı daha köklü iyileştirmeler elde edilecek. Bu yazıda içerisinden örnekler verdiğimiz İKSV’nin “Ekolojik Dönüşüm İçin Kültür Sanat: Türkiye’den Örnekler” raporunun da iklim krizine karşı alınacak önlemlere karşı etkin cevaplar veren bir çalışma olduğunu söyleyebiliriz.