Küresel Isınmaya Karşı 1.5 Derece Hedefi Neden Önemli?

Küresel ısınmanın 1,5 derecede tutulması dünyamız için büyük öneme sahip. Peki neden 1,5 derece? Daha yüksek ısınma yaşanırsa neler olabilir?

Küresel Isınmaya Karşı 1.5 Derece Hedefi Neden Önemli?

Son yıllarda adını sıkça duyduğumuz küresel ısınma, iklimimizi değiştiriyor. Sera gazı emisyonlarına bağlı olarak artan sıcaklıklar, ekosistemin değişmesine yol açabiliyor. Bu nedenle küresel ısınmaya karşı 1,5 derecelik sıcaklık hedefi belirlendi ve buna uyulmazsa hepimizi zor günler bekliyor. Hükümetler arası yapılan anlaşmalar da tüm dünyada sürdürülebilir adımların atılmasını teşvik ediyor. Peki 1,5 derece hedefi neden bu kadar önemli? Dünyamız daha fazla ısınırsa neler yaşanabilir? Gelin bu soruların yanıtlarına birlikte bakalım.

1,5 derece neden önemli?

Sanayi devriminden bu yana dünyamız ısınıyor. Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli'nin 2023 İklim Değişikliği Raporu'na göre 1850-1900 yıllarına kıyasla 2011-2020 yılları arasında küresel sıcaklık 1,1 derece arttı. Bu ısınmanın temel nedeni ise fosil yakıt kullanımı sonucu oluşan sera gazı emisyonları. Yani insan faaliyetleri... Günümüzde iklim değişikliğinin giderek artan etkileri, 1800'lerden bu yana süren küresel ısınmanın bir sonucu olarak karşımıza çıkıyor. Bize az gibi görünen 1-2 derecelik sıcaklık artışları, önlem alınmaması halinde dünya için ciddi sorunlara yol açabilir.

Küresel ısınmanın önlenmesi, en azından belirli bir seviyede tutulması için atılan önemli adımlar bulunuyor. 2015'te düzenlenen Paris İklim Anlaşması, küresel ısınmayı 2 derecenin altında tutmayı ve hatta 1,5 derece ile sınırlamayı kararlaştırdı. Aralarında Türkiye'nin de yer aldığı imzacı ülkeler, küresel ısınmaya karşı emisyonlarını azaltma taahhütlerinde bulundu. Türkiye de iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında, 2030 yılına kadar emisyonları en az %35 azaltmayı ve 2053 yılı itibarıyla da tamamen sıfırlamayı taahhüt ediyor.

Öte yandan belirlenen hedeflere ulaşılamaması durumunda dünyanın sıcaklığı 2 derece artabilir. Peki bu durumda neler olabilir?

1,5 derece hedefine ulaşılamazsa neler olabilir?

İlk olarak şundan bahsedelim. Küresel ısınmanın 2 dereceye ulaşması, bütün yeryüzünde büyük bir enerji ihtiyacını gerektiriyor. Yani hava durumuna baktığımızda gördüğümüz sıcaklığın 2 derece artmasından daha büyük boyutlu bir ısınmadan söz ediyoruz. Şimdi gelin dünyamızın 1,5 dereceden fazla ısınması durumunda yaşanabilecek olumsuzluklardan bazılarına göz atalım:

Daha yüksek sıcaklıklar

ABD'de bulunan Maine Üniversitesi'nin verilerine göre dünyanın en sıcak günü 6 Temmuz 2023 tarihi oldu. 1,5 derece hedefine ulaşılamaması durumunda küresel ısınma daha da hız kazanabilir. Atmosferde biriken sera gazları, iklim değişikliğinin etkilerini daha şiddetli hale getirebilir.

Eriyen buzullar ve deniz seviyelerinde yükselme

Buzullar eriyor. Son yıllarda defalarca gündeme gelen bu konu, küresel ısınmanın artmasıyla daha da hızlandı. 1,5 derece hedefine ulaşılsa bile buzulların erimesini engellemek zor görünüyor. Atmosferdeki karbon seviyesinin azaltılması, buzulların yok olmasının önüne geçebilir. Buzulların erimesi, deniz seviyelerinde yükselmeye neden oluyor ve bu yükselme, yerleşim yerlerini ve tarım arazilerini önemli ölçüde tehdit ediyor. Kuzey Buz Denizi ile ilgili yapılan araştırmaya göre 1,5 derece hedefine ulaşılamazsa 2100 yılında buzulsuz yaz ayları görmek mümkün olabilir.

Biyoçeşitlilik kayıpları

Sıcaklık artışının yüksek boyutlara ulaşması, ekosistemleri tahrip ederek birçok canlının neslinin tükenmesine neden olabilir. Bu durum ciddi anlamda biyoçeşitlilik kaybı anlamına geliyor. Ayrıca besin zincirinin bozulmasına, erozyona ve nihayetinde doğal dengenin zarar görmesine yol açabilir.

Gıda güvenliği sorunlarında artış

İklim değişikliğinin etkileri daha şimdiden çeyrek milyar insanı gıda güvenliği sorunlarıyla karşı karşıya bırakmış durumda. Küresel Gıda Krizleri Raporu'na göre bu sayı 5 yıl önce 112 milyon civarlarındayken artık 258 milyon insan ciddi tehdit altında. Gıda güvenliği sorunlarının artmasının sebepleri arasında savaşlar ve ekonomik şokların ardından 56 milyon insanı etkileyen aşırı sıcaklar geliyor.

Kuraklık riski

Aşırı sıcaklar, su kaynaklarının azalmasına ve su kıtlığına neden olabilir. Birleşmiş Milletler Dünya Su Kalkınma Raporu'na göre 2050 yılı itibarıyla ortalama 2 milyar insan su kıtlığıyla karşı karşıya kalabilir. Suyun yaşamımız için kritik öneme sahip olduğunu düşünürsek küresel ısınmanın 1,5 derecede tutulması hayati< önem taşıyor.

Zorunlu göçler

İklim değişikliğinin etkileri, insanları yaşadıkları yerlerden ayrılmaya zorlayabiliyor. Küresel Gıda Krizleri Raporu'na göre şiddetli ekonomik krizler, aşırı hava olayları ve savaşlar nedeniyle sadece 2022 yılında 50 milyondan fazla insan ülkeleri içinde yer değiştirmek zorunda kaldı. 2021'de 15 milyon olan mülteci ve sığınmacı sayısı ise 2022 yılında 20 milyona yükseldi.

Net sıfır hedefimize ulaşmak için çalışıyoruz

Zorlu Holding olarak küresel ısınmaya karşı 1,5 derece hedefine ulaşmak için tüm süreçlerimizi sürdürülebilir hale getiriyoruz. Akıllı Hayat 2030 vizyonumuz kapsamında 2050 yılına kadar net sıfır emisyon hedefine ulaşmak için çalışıyoruz. Biliyoruz ki bugün attığımız her adım, daha yaşanabilir bir dünya için.