Sürdürülebilirlik Zirvesi 2022: İlk Günden Akılda Kalanlar

HBR tarafından düzenlenen Sürdürülebilirlik Zirvesi 2022’de öne çıkan konuşmalar, ilham veren fikirler, fark yaratan girişimler…

Sürdürülebilirlik Zirvesi 2022: İlk Günden Akılda Kalanlar

İklimin eşi benzeri olmayan bir hızla değiştiği, eşitsizliklerin derinleştiği, kaynakların hızla tükendiği, tedarik zincirlerinin giderek daha kırılgan hale geldiği, kalkınma stratejilerin gözden geçirildiği bir dönemdeyiz. Özetle ekolojik, ekonomik ve sosyolojik açıdan bir sürdürülebilirlik krizi yaşıyoruz. Zamanımız kısıtlı. Sorunların adını koyduk ve insanlık olarak kendimize 2030’a kadar tamamlamak hedefiyle küresel bir yol haritası çizdik. Peki, sözler aksiyona geçmek için yeterli mi? Birlikte daha iyiye nasıl gidebiliriz? Kolektif eylem nasıl gerçekleşir? Sistemi nasıl dönüştürebiliriz?

Zorlu Holding olarak bu sorulara yanıt aramayı, çözümleri yaratacak ortamı desteklemeyi önemsiyoruz. İşte bu nedenle geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Harvard Business Review (HBR) Türkiye’nin Sürdürülebilirlik Zirvesi girişimine destek olduk. 24-25 Mayıs tarihleri arasında düzenlenen Sürdürülebilirlik Zirvesi 2022’de “Dünyaya Sözümüz Var” etiketi altında bir araya geldik. İş ve girişim dünyası, akademi ve sivil toplum temsilcileriyle farklı perspektiflerde aksiyonlara giden yolu konuştuk. Sürdürülebilirlik kavramını bütüncül bir açıdan incelerken zirvenin karbon ayak izini takip etmeyi de ihmal etmedik!

Bir yatırım ne zaman etki yatırımı olur?

Sürdürülebilirlik krizine karşı eyleme geçmenin bir yolu da sosyal inovasyon ve açılımlar… Zorlu Holding olarak sponsor olduğumuz Etki Sahnesi’nde toplumsal faydaya odaklandık. Oturumların ilk gününde etki odaklı yatırımları artırmanın yollarını, değer odaklı şirketlerin önemini, eşitsizlikleri azaltarak kapsayıcı olmayı ve çok daha fazlasını konuştuk; fark yaratan, başarılı girişim örneklerini dinledik.

Bu kapsamdaki ilk oturum, ‘Etki Yatırımlarının Farkındalığının Artırılması’ üzerineydi, konuğumuz ise Etkiyap İcra Kurulu Başkanı Şafak Müderrisgil oldu.

Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın etki odaklı yatırımlar yapmaya teşvik ettiğini söyleyen Müderrisgil farkındalık açısından geldiğimiz noktayı şu verilerle destekledi: “2015’te 15,2 milyar dolar olan etki yatırımı pazarı küresel krizlere rağmen 2021 haziranında 2,3 trilyon dolara ulaştı. Etki yatırımı, klasik ve alfa yatırımlar arasında bir ana yol olmaya başladı. Aksiyonlar değişti, yeni bir düzene gidiliyor. Tek yol sürdürülebilirlik ve etki kavramını şirket stratejilerine, günlük hayatımıza dahil etmek.”

Müderrisgil ‘sürdürülebilirlik açısından en sofistike araçlardan biri’ olarak tanımladığı etki yatırımını oluşturan unsurları ise şöyle sıraladı:

  • Kâr etme amacının yanında ölçülebilir pozitif sosyal ve çevresel etki elde etme hedefi olmalı.
  • Küresel amaçlara uygun yatırım konuları olmalı. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ile bağdaşmayan bir yatırım etki yatırımı olamaz.
  • En başından itibaren etki ölçülmeli ve raporlanmalı. Bu olmazsa yapacağımız iş sadece pazarlama olur.
  • Bağımsız dış denetimden geçmesi de artık aranan bir kriter.

Kurumlara ve liderlere hangi roller düşüyor?

Etki Yaratmanın İş Dünyası için Önemi’ başlıklı sonraki oturumda ise paydaş kapitalizmini, sistemsel dönüşümü mercek altına aldık. imece Yönetim Kurulu Üyesi ve NOW Partners Kurucu Ortağı Marcello Palazzi, ana fikri “Ekonomi gezegenin gerçeklerine uygun yönetilmek zorunda” sözleriyle özetledi.

Palazzi, “Her yıl sahip olduklarımızdan iki kat fazlasını tüketiyoruz. Doğal ve sosyal sermayeyi kaynakları yenileyecek şekilde kullanmalıyız. Topluma yatırım yapmak, sürdürülebilir ve yenileyici iş modelleri oluşturmak artık çok daha önemli. İçinde bulunduğumuz toplum ilerleyemiyorsa işletmeler de başarılı olamaz. Sistemlerimizin toplum içindeki herkes için çalışmasını sağlamak bir kazan-kazan stratejisidir” dedi.

Kolektif ve tutarlı eyleme dikkat çeken Palazzi, bu konuda kurumlara ve liderlere düşen rolü ise şöyle formüle etti: “Gezegenimizin iyi yönetilmesinden bahsediyoruz. Bu da herkesin iktisadi faaliyetlerden faydalanması demek. Zihniyet dönüşümü büyük bir gayret gerektirmiyor, cebimizde ne kadar para olduğuna odaklanmamak bile yeterli. Diğer bireylerin çıkarlarını da dikkate almalıyız. Çünkü mutlu toplumlar böyle oluşur. Toplumdaki tüm paydaşlarla ortak çıkarlar için sistematik olarak çalışabilmek önemli. Liderlerin çevresindeki insan ve toplumları da kapsayan bir vizyonu olmalı. Konuyu vizyondan operasyona taşıyarak bunu işletmenizde gerçekleştirirsiniz.”

'İnovasyon en büyük kaldıraç'

HBR Türkiye Genel Yayın Yönetmeni Serdar Turan’ın moderatörlüğünü yaptığı bir sonraki oturum ‘Türkiye'de Etki Odaklı Yatırımlar ve CVC Perspektifi’ idi. Vestel Ventures Genel Müdürü Metin Salt, kurumsal girişim stratejilerine ve etki yatırımında inovasyonun önemine odaklandı.

Etki girişimlerinin diğer girişimlere oranla daha fazla fonlandığını belirten Salt, “Fon yöneticilerinin elinde tuttuğu miktarın 700-800 milyar doları etki yatırımlarına gidiyor. Bu, yüzde 5’e yakın bir rakam ve önemli. Çünkü sosyal odaklı baktığımızda çözülmesi gereken çok fazla sorun olduğunu fark ettik. Etki tek başına yaratılacak bir şey değil, bir defalık bir yatırım da değil. İş yapış tarzımızın bir parçası olmalı. Bu noktada inovasyon en büyük kaldıraç” diye konuştu.

Çalışanlar, tedarik zincirindeki ortaklar, toplum ve nihayet ekosistem için de fayda yaratmak gerektiğine dikkat çeken Salt, Zorlu Holding özelinde atılan her adımın Akıllı Hayat 2030 sürdürülebilirlik vizyonuna paralel olduğunu vurguladı. “Ekosistemin yarattığı inovasyona çok güveniyoruz” diyen Salt, bu kapsamda hem girişimlere yatırım yaptıklarını hem de kurum içi girişimciliği teşvik ettiklerini söyledi. Salt, kurum içi girişimcilik noktasında yüzlerce çalışanımızın farklı inovasyonlara imza attığı Parlak Bi’ Fikir programlarına işaret etti. Start-up’lara destek konusunda ise imece girişimlerini örnek verdi, görme engelliler için üretilen dünya çapında ödüllü tasarım akıllı beyaz baston WeWALK’un ilham veren hikâyesini paylaştı.

Metin Salt, “Bir CVC’nin (Corporate Venture Capital-Kurumsal Girişim Sermayesi) neler yapabileceğine dair güzel bir örnek” dediği ‘Gelecek Etki Fonu’muz hakkında da bilgi verdi: “Biz ESG’yi (Çevresel, Sosyal ve Kurumsal Yönetişim) lafta bırakmıyoruz. Kurumsal yönetişimin gerçekten şeffaf olması gerektiğine inanan bir grubuz. Kendi yaptığımız yatırımları da fona dönüştürerek hem kendimize hem de dışarıya hesap verilebilirliği ortaya çıkarmış oluyoruz. Bununla da sınırlı değil. Neredeyse dünyada örneğini olmayan bir şey yapıyoruz. UNDP Türkiye ofisiyle birlikte çalışarak bu fona yaptığımız yatırımların etkisini de ölçmeye çalışacağız.”

Girişimcilik ekosisteminde bir ilk

Bir diğer oturumumuzda ise Tiko’nun Kurucusu ve CEO’su Sina Afra, Türkiye’nin İlk Etki Yatırım Fonu Founder One’ı anlattı. Türkiye Girişimcilik Vakfı ve Türkiye Bilişim Vakfı öncülüğünde kurulan bu fon, daha yaşanabilir bir dünya için çözüm üreten, toplum ve çevre üzerinde sürdürülebilir olumlu etkisi olan teknoloji odaklı etki girişimcilerini destekliyor. Girişimcileri yatırımcılarla buluşturan fonun şimdiki büyüklüğü 300 milyon TL ve 100’e yakın etki girişimini desteklemeyi hedefliyor.

Afra, “Sorunların üzerine giden girişimlere can suyu vermek istiyoruz. Paranın girişimciye ulaşmasını hızlandırıyoruz. Bir ekosistem yaratıyoruz” sözleriyle fonu özetledi.

Notalarla kadın gücüne övgü

Biraz da sanattan ve gündelik hayattan bahsedelim… Müzikle Etki Yaratmak: Beats by Girlz Örneği’ oturumunda konuklarımız Beats By Girlz Türkiye Kurucusu Beril Sarıaltun ve Arizona State Üniversitesi’nde Popüler Müzik Direktörü ve Yardımcı Doçent olan Erin Barra oldu.

Beats By Girlz, müzik endüstrisinde toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için kadınları müzik ve teknoloji yoluyla destekleyen uluslararası bir eğitim programı. Kadınların görünürlüğü için projeler geliştiriyor, kadınlara müzik eğitimi veriyor. Yolculuğuna 2013 yılında New York’ta başlayan Beats By Girlz, bugün dört kıtaya yayılmış durumda ve 40’tan fazla oluşumla faaliyetlerini sürdürüyor.

Yakında altı kıtada var olacaklarını belirten Barra, “Beats By Girlz’de herkes kendi topluluğunu oluşturuyor, biz de onlara değişim ve etki yaratabilmeleri için kılavuz oluyoruz, kaynak sunuyoruz” dedi. Sarıaltun da “Ülke oluşumlarını birbirleriyle kıyaslamıyoruz. Hiyerarşinin olmadığı, merkezsiz bir organizasyonumuz var. Bunun da sosyal girişimcilik için büyük bir fırsat olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.

Liderliğin tarih boyunca maskülen bir özellik olarak yorumlandığına dikkat çeken Barra, kendi yaklaşımlarını şöyle anlattı: “Dünya bu şekilde çalışmaya devam etti ve hâlâ ediyor. Beats By Girlz’de ise lider kelimesini isim olarak değil, fiil olarak kabul ediyoruz. Burada lider olan bir kişi yok, herkes liderlik yapıyor. İnsanlar birbirine alan açtığında ne olur diye düşünüyor ve onları güçlendiriyoruz.”

Mizahla etki yaratmak

Güldürülebilir Kalkınma Amaçları’ başlıklı oturumda ise Mizah Atölyesi Kurucusu Cengiz Ferhat Altay, sürdürülebilirlik iletişiminde mizahın nasıl kolaylaştırıcı etki sağladığını anlattı.

Altay, “Toplum olarak birçok şeyin farkındayız ancak bu farkındalığın uygulamaya geçmesini engelleyen bir durum var. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın (SKA) karşısında sündürülebilir, ‘hallederiz’, ‘boşver’, ‘sıkıntı yok’ gibi engellerin olduğunu düşünüyorum. Farkındalığımızı uygulamaya geçirirken temkinliyiz. Başkasının çöpünü sokaktan almayacak kadar” ifadelerini kullandı.

Etkili ve akılda kalıcı mesajlar vermek içi mizahın gerekli olduğunu ise şu sözleriyle vurguladı: “Mizah SKA’nın her birinde içtenlikle var olan bir unsur. Örneğin yoksulluğa son vermek, açlığa son vermek, insana yakışır bir iş yaratmak gibi başlıklara baktığımızda insan refahını artırmaya, yani insanların yüzünü güldürmeye yönelik eylemler barındırdığını görüyorum. Sürdürülebilirlik için güldürülebilirlik hem bir araç hem de amaç olarak hayatın bir parçası.”

Doğa, ekonomi ve eğitim için fark yaratan projeler

İlk günü ilham veren, fark yaratan girişim hikâyeleriyle kapattık. ‘Girişim Etkisi: Başarı Hikayeleri’ başlıklı oturumda SosyalBen Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Ece Çiftçi, Help Steps Eş Kurucusu Gözde Venedik, Nivogo Kurucu Ortağı Arnas Akbaş kendi yolculuklarını anlattı.

SosyalBen Vakfı nitelikli eğitime erişemeyen çocukların yeteneklerini resim, müzik, dans, yaratıcı yazarlık gibi çeşitli atölyelerle keşfediyor ve çocukları yönlendiriyor. Yetenek bazlı kariyer yönlendirmesini lüks veya belli bir coğrafyaya ait olmaktan çıkarıyor. Genç gönüllülerle birlikte çalışıyor. Vakfın bünyesinde kamu kurumlarına, firmalara ve eğitim kurumlarına sosyal etki alanında danışmanlık hizmeti veren ‘SosyalBen Akademi’ ile bir de ‘İyiliğe Açılan Mağaza SosyalBen Store’ da var.

Yeteneği bir ‘parmak izi’ olarak gören Ece Çiftçi, geldikleri noktayı şöyle anlattı: “55 bin çocukla çalıştık ve çalışmaya devam ediyoruz. Dans akademilerine, konservatuara, spor takımlarının altyapılarına yönlendirdiğimiz birçok öğrencimiz oldu. 14-28 yaş aralığında çok genç bir demografimiz var. Türkiye’nin 73 ilinde olmanın yanında etkimizi yurt dışına, 11 ülkeye taşıyoruz. Sürdürülebilirlik de işte böyle bir şey. SosyalBen Vakfı, sahada yetiştirdiği çocuklarla büyümeye çalışan bir kurum.”

Help Steps ise adımları bağışa dönüştüren bir iyilik, sağlık ve sağduyu uygulaması. Gün içinde atılan adımlar HS puanlarına çevriliyor ve bunlar kullanıcının cüzdanında birikiyor. Sonrasında sistemde yer alan 35 farklı sivil toplum kuruluşu, beş spor kulübü ve bir bireysel yararlanış kampanyasından birini seçerek ona bağış yapıyor. Kurucusu Gözde Venedik’in verdiği bilgiye göre iki yılda 200 milyarın üzerinde adım atıldı ve bağışa dönüşen bu adımlarla 20 engelli cihazı, 1,3 milyon TL STK desteği, 7500 fidan, sayısız çocuğun eğitimine katkı, sokak hayvanlarına 6.5 ton mama sağlandı. Venedik, 160’tan fazla ülkede Help Steps’in kullanıldığını, 40’ın üzerinde kurumsal iş birliği yaptıklarını vurguladı.

Sürdürülebilirlik dersek… Son girişimimiz tüketim aşamasına geçemeyen ürünleri yenileyip onları tüketiciyle buluşturan Nivogo oldu. Ürünleri atık olmaktan kurtarıyor, çevreye ve ekonomiye kazandırıyor, böylece döngüsel ve sürdürülebilir modaya katkı sağlıyor. Sadece kurumsal markaların değil, nihai kullanıcıların ürünlerini de ekonomiye kazandıracak bir yapı üzerinde çalışıyor ve Türkiye’nin ilk döngüsel mağazasını İstanbul’da açmayı hedefliyor.

Arnas Akbaş, tüketicilerin artık markaları ve şirketleri sosyal duruşları, sürdürülebilirlik ve döngüsellik yaklaşımlarıyla yargılamaya başladığını hatırlattı. İşin diğer tarafında finansal olarak endüstrinin de bunu taşıyamadığına dikkat çeken Akbaş, “Eskiden bir ürünün yüzde 90’ının satılması başarısız sayılırken, şimdi yüzde 70 satış başarı sayılıyor. İade oranları özellikle online alışverişlerde artış gösterdi. Çok fazla atık oluştu ve kimse bu soruna çözüm bulamıyor. Kendi yarattığımız canavarla inanılmaz atık üretiyoruz. Nivogo’nun başlangıç noktası da bu” dedi.

Zirvenin ikinci gününde öne çıkan başlıkları öğrenmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Sürdürülebilirlik Zirvesi 2021’de neler konuşulduğunu merak ediyorsanız, tıklayabilirsiniz.