İklim Değişikliği ve Orman Yangınları Arasında Nasıl Bir İlişki Var?

İklim değişikliği, orman yangınlarını nasıl etkiliyor? Orman yangınlarına karşı alınabilecek önlemler neler?

İklim Değişikliği ve Orman Yangınları Arasında Nasıl Bir İlişki Var?

İklim değişikliği günümüz dünyasının en büyük sorunlarından biri haline geldi. Sadece atmosferi ve deniz seviyelerini etkilemekle kalmayıp ekosistemlere ve biyolojik çeşitliliğe de geri dönüşü olmayan zararlar veriyor. Etkileri değerlendirildiğinde değişiklikten çok kriz niteliğine sahip olan bu durumun birçok farklı çevresel sorun ile yakından ilişkisi bulunuyor. Son yıllarda artan orman yangınları da iklim krizinin etkilerinden biri. Peki iklim değişikliği ile orman yangınları arasında nasıl bir ilişki bulunuyor? Orman yangınlarını önlemek için neler yapılabilir? Gelin bu soruların yanıtlarını birlikte inceleyelim.

Orman yangınları neden olur?

Orman yangınları ya doğal olaylar ya da insan etkisinin sonucunda meydana gelir. Yıldırımların yarattığı kıvılcımlar ve volkanik patlamaların ardından yayılan lav ve kül, orman yangınlarını tetikleyebilir. Bu tür doğal faktörler, doğanın kendi dengesinde mevcut. Ancak orman yangınlarının oluşmasında insan etkisi de önemli bir rol oynar. Orman alanlarında ihmal ve dikkatsizlikten kaynaklı kontrolsüz yakılan ateşler, sönmeden atılan sigara izmaritleri, doğaya bırakılan cam şişe ve cam kırığı atıkları, tarım veya arazi kullanımı sırasında istenmeyen ot veya anızın yakılması gibi insan davranışları, yangınların en önemli tetikleyicilerinden. Öte yandan inşaat makinelerinden kaynaklanan kıvılcımlar veya kusurlu elektrik hatları da yangınların başlamasına neden olabilen faktörler arasında yer alıyor.

Orman yangınlarını sayısal olarak da inceleyelim. Orman Genel Müdürlüğü raporuna göre ülkemizde 2022 yılında çıkan orman yangını sayısı 2 bin 160’tır ve bunlardan yalnızca 358 tanesi doğal nedenlerle oluşmuş yangınlardır. İhmal ve dikkatsizlik nedeniyle çıkan yangınların sayısı 830 iken kasıtlı çıkarılan orman yangınlarının sayısı 86’dır. Sebebi belirlenemeyen yangınların sayısı ise 886. Öte yandan doğal olaylar nedeniyle çıkan orman yangınlarının etkilediği alan 517 hektar iken dikkatsizlik ve kasıt nedeniyle çıkan yangınlardan dolayı toplamda 10 bin hektardan fazla alan etkilenmiştir.

İklim değişikliğinin orman yangınlarına etkileri neler?

Son yıllarda etkileri giderek artan iklim krizi, doğal koşulların değişmesine neden olarak orman yangınları için yüksek potansiyel oluşturan koşulların artmasına yol açabilir. ABD Küresel Değişim Araştırma Programı’nın Kuraklık, Sel ve Orman Yangını araştırmasına göre yüksek sıcaklık ve kuraklık koşulları etkilerini sürdürmeye devam edebilir. Bu nedenle orman yangınlarının önlenmesinde iklim değişikliğiyle mücadele de önemli bir yer tutuyor.

İşte iklim değişikliğinin orman yangınlarına bazı etkileri:

Kuraklık ve su kıtlığı

Artan sıcaklıklar, su buharının atmosferde daha fazla tutulmasına neden olarak yağış miktarlarında bölgesel azalmalara yol açabiliyor. Yaşanan bu değişiklik de kuraklığın artmasına ve su kıtlığına neden olabiliyor. Kuraklıkla mücadele eden ormanlar, normalde olduğundan daha kuru ve hassas hale gelir. Susuzluktan kurumuş bitki örtüsü yangınlara karşı savunmasız kalırken, alevlerin yayılma hızını da artırabilir. İklim krizinin etkisiyle artan kuraklık, orman yangınlarının sıklığını ve şiddetini artırarak doğal ekosistemleri tehdit edebilir.

Sıcaklık artışı

Yükselen sıcaklıklar, bitki örtüsünün kurumasına ve yangın riskinin artmasına yol açabilir. Isınan hava, bitkilerin daha kolay alev almasına ve alevlerin daha hızlı yayılmasına sebep olur. İklim değişikliği ile yaşanan sıcaklık artışı, yangın tehlikesini daha da yükseltebilir çünkü yüksek sıcaklık koşullarında bir kıvılcım, her an büyük bir tehlike haline gelebilir.

Rüzgârın gücü

İklim değişikliği ile rüzgârların şiddeti ve sıklığı da değişebiliyor. Güçlü rüzgârlar, alevlerin hızla ve kontrolsüz bir şekilde yayılmasına neden olarak yangınların daha geniş alanları etkilemesine yol açabilir. Bu da yangınların kontrolünü zorlaştırarak yayılma hızını artırabilir.

Orman yangınlarına karşı hangi önlemler alınabilir?

Orman yangınları, karbondioksit ve metan gibi gazlarla bitki örtüsü ve ekosistemlerin zarar görmesine neden olabiliyor. Normalde yanmış alanlarda yeniden büyüyen bitkiler, salınan karbon miktarını dengelemeye yetse de iklim krizinin etkisiyle sıklaşan yangınlar, bitkilerin büyümesine izin vermiyor. Yangınlardan yükselen dumanlar asit yağmurlarına yol açarak toprağı ve suyu kirletiyor. Yangınlar, ormanı habitat olarak belirleyen hayvanlar için de büyük bir tehlikeye yol açıyor.

Yangın söndürme çalışmaları için yapılan harcamalar yüksek miktarlara ulaşırken, orman ekosistemiyle sağlanan ekonomi de ciddi zararlar görebiliyor. Ayrıca orman yangınları halk sağlığını da olumsuz etkileyebiliyor. Oluşan duman, hava kalitesini düşürerek özellikle çocuklar ve yaşlılarda göz ve solunum yolu hastalıklarına neden olabiliyor.

Peki orman yangınlarına karşı alınması gereken önleyici tedbirler neler?

Eğitim ve farkındalık

Orman yangınlarını önlemenin ilk adımı, yangın güvenliği konusunda eğitilmiş kişilerin bulunmasıdır. Eğitimli ekipler, yangınların erken aşamada tespit edilmesi ve yangınlara hızla müdahale edilmesi için önem taşıyor. Yangın izleme sistemleri ve hava durumu tahminleri de yangın riskini önceden belirlemeye yardımcı olabiliyor. Öte yandan ormanlık alanlarda yakılan ateşler ve unutulan çöpler hakkında yapılacak farkındalık çalışmaları, orman yangınları üzerindeki insan etkisinin azalmasına yardımcı olabilir. Unutmamak gerekiyor ki yangınların çok önemli bir bölümü insan faaliyetlerinden kaynaklanıyor.

Orman yönetimi ve temizlik

Orman yönetimi, yangınların önlenmesinde kritik bir role sahip. Orman zemininin düzenli olarak temizlenmesi, kurumuş yaprak ve ağaç artıklarının uzaklaştırılması gibi önlemler yangınların yayılmasını engellemeye yardımcı olabiliyor. Elektrik hatlarının çevresindeki ağaçların budanması, tellerden oluşabilecek yangın riskini azaltıyor. Birbirlerini görecek şekilde yerleştirilen yangın kuleleriyle tüm alanı gözlemlemek de mümkün. Ayrıca, orman içi yolların açık tutulması, söndürme ekiplerinin yangına hızla müdahale etmesini kolaylaştırıyor. Ağaçların seyrek yerleştirilmesi ve yüksek sıcaklıklarda yer üstüne çıkarak ağaçların zayıflamasına neden olan haşerelerin kontrol edilmesi de sürdürülebilir bir orman yönetimi için önem taşıyor.

Yangın koridorları

Orman içinde belirli bölgelerin yangın koridorlarıyla ayrılması, yangının diğer tarafa sıçramasını engelleyerek yangınların yayılmasını sınırlar. Genellikle 60 ile 80 metre genişliğinde oluşturulan bu açıklıklar, yangınları kontrol altına almak için önemli bir bariyer oluşturarak alevlerin büyümesini engelleyebiliyor.

İklim değişikliği ile mücadele

Orman yangınlarının artmasını önlemek için iklim değişikliğiyle mücadelenin büyük önem taşıdığından yukarıda bahsetmiştik. Bu nedenle, sera gazı emisyonlarını azaltmaya yönelik çabalar, uzun vadede orman yangınlarını önlemede etkili olabiliyor. Bu açıdan bakıldığında sürdürülebilir enerji kaynaklarına geçiş ve orman alanlarının korunması aynı zamanda da iklim değişikliği ile mücadelede önemli adımlar olduğundan ormanların kendisini de korumak için önemli oluyor.

Ormanlara girişleri kısıtlama

Ormanların korunması amacıyla, yüksek sıcaklıkların görüldüğü bölgelerde ormanlara girişler kısıtlanabiliyor. Ülkemizde de etkili olan sıcaklık artışları nedeniyle yangın riski taşıyan ormanlık alanlara girilmesi yasaklandı. İçişleri Bakanlığı’nın açıklamasına göre ormanlık alanlara girişler 31 Ekim 2023 tarihine kadar kısıtlandı.

Özetle iklim değişikliği ve orman yangınları birbirleriyle bağlantı halinde. Artan sıcaklıklar ve kuraklık, orman yangınlarının daha sık yaşanmasına neden olabiliyor. Bu noktada sürdürülebilir orman yönetimi, bilinçlendirme faaliyetleri ve iklim kriziyle mücadele çalışmaları, orman yangınlarına karşı alınabilecek etkili önlemler arasında yer alıyor.

Zorlu Holding olarak çevremize karşı sorumluluklarımızın bilinciyle Akıllı Hayat 2030 stratejimizi oluşturduk. Bu kapsamda çevresel etkilerimizi azaltmak ve iklim değişikliğiyle mücadele etmek adına 2030’a kadar değer zincirimizde net sıfır emisyona ulaşmayı hedefliyoruz. Çünkü başka dünya yok!