imece summit'ten Satır Başları (2. Gün)

‘Geleceğe Etki’ temasıyla düzenlediğimiz imece summit’in ikinci gününde sistemin geleceğin odaklandık.

imece summit'ten Satır Başları (2. Gün)

Bireylerden Sisteme: Dönüşüm İçin Değerlerimizi Nasıl Güncelleyeceğiz?

“Daha iyi bir toplum ve daha yaşanabilir bir dünya için dönüşüm şart” mottosuyla hayat geçirdiğimiz ve ‘Geleceğe Etki’ temasıyla düzenlediğimiz imece summit’in ikinci gününde sistemin geleceğine, dönüşümü tetikleyecek liderlik modellerine, gençliğin gücüne odaklandık. Hepimizin gücünü fark edeceği bir oluşuma ihtiyaç var ve bütünün bileşenin toplamından fazlası olması gereken bir döneme giriyoruz. Dolayısıyla değerlerimizi nasıl güncelleyeceğimizi bugünden belirlemek için “Neden, nasıl” sorularına yanıt aradık.

Dönüşüme inanç konusunda birleştiğimiz doğru ancak tek başına sosyal bir etki yaratmanın mümkün olmadığı da bir gerçek. Bu nedenle ikinci günün ilk oturumu olan ‘Network Liderliği’nde ortak aklı nasıl inşa edeceğimize odaklandık. Moderatörlüğünü Harvard Business Review Türkiye Genel Yayın Yönetmeni Serdar Turan’ın yaptığı oturumda, UC Berkeley Haas İşletme Fakültesi Sosyal Sektör Liderliği Merkezi Kıdemli Üyesi Jane Wei-Skillern konuşma yaptı. 

Wei- Skillern, networkler’in sahip olması gereken dört temel ilkeyi şöyle sıraladı: Herkesi harekete geçmeye teşvik eden bir misyona sahip olmak, kontrolden ziyade güvene odaklanmak, markayı sürekli öne çıkarmaya çalışmak yerine alçakgönüllülük gösterip işe odaklanmak, en parlak yıldız olmaya çalışmak yerine yıldız takımları oluşturmak. Hükümetlerin de daha dinamik ve yardımcı olması gerektiğini vurgulayan Wei- Skillern, “Tüm sorunların ana kaynağına baktığımızda insan iletişimini görüyoruz. Geleceğe daha iyi hazırlanmak için networkler bu etkileşim üzerine inşa edilmeli” dedi.

Kadınların ayak sesi

Blog

Pandemiyle birlikte hızlanan dönüşüm süreci bize kadın liderlerin ve yöneticilerin nasıl daha başarılı olabildiğini göstermişken, sürdürülebilir bir dünya için bu tarz bir liderlik kalıbına ihtiyacımız olduğunu da konuşmalıydık. Red Dot Foundation Kurucusu & CEO’su Elsa Marie D’Silva’nın moderatörlüğünü yaptığı ‘Kalıpların Ötesinde Liderlik: Kadınlar Nasıl Fark Yaratır?’ başlıklı oturumda kadınların ilerideki çalkantılı zamanlarda değişime nasıl yön verebileceğini tartıştık. Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Ebru Dildar Edin, Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu (CGFT) Direktörü Melsa Ararat ve Bağımsız Gazeteci Shahira Amin görüşlerini bizlerle paylaştı.  

Ebru Dildar Edin, “Kadınlar daha katılımcı, birlikte öğrenmeye ve büyümeye daha açıklar. İklim ve çevre gibi konularda daha duyarlılar” derken Melsa Ararat da benzer bir noktaya dikkat çekti: “Amacımız aslında insani bir çağa dönüşmek. Bunun için liderlikte de bir değişiklik olmalı. Erkekler güçle, kadınlar ise ekip çalışması ve ilişki kurmakla motive oluyor.” Shahira Amin ise “Taban seviyesinden başlayarak kadınların kendi güçlerini fark etmesini sağlamalıyız” mesajını verdi.

Blog

Kapitalizmden sonraki hayat 

Networkler ve liderliğe bakış açımızın değişmesi önemli peki ya sistem ve küresel ekonomi gibi değişmez dediğimiz kavramlar? Gazeteci Cüneyt Başaran’ın yönettiği ‘Covid’den Sonra – Pandemiden Ekonomik ve Sosyal Dersler’ başlıklı oturumda Ekonomist & Yazar Tim Jackson, pandeminin küresel ekonomiyi nasıl etkilediğini ve bundan sonra dünya ekonomisini nelerin beklediğini anlattı.

Refahı sadece ekonomik büyümeyle ilişkilendirme yanılgısına düştüğümüzü vurgulayan Tim Jackson, “Pandemi refahı tam 12’den vurdu. Refahın tanımını yeniden yapmak zorunda kaldık. Refah dediğimiz şey aslında sağlıkmış. Sadece acil bir sağlık ihtiyacı gibi düşünmeyin, sistemin bizi koruması üzerine bir ekonomi düşünmeliyiz. Artık umursamamız gerekenler hisse senetlerinin fiyatlarını takip eden yatırımcılar değil, halk” dedi.
Kapitalizmin bir vicdan krizi yaşamasını olumlu olarak değerlendiren Jackson’a göre sistem ölmedi ancak evrileceği yeni yön kurtarıcımız olabilir.

Blog

Gençler kendi hikâyelerini yazıyor

Sistemi dönüştürebilecek en büyük güçlerden biri nedir peki? Elbette gençler! Mikado Kurucusu & Yöneticisi Serra Titiz ile Embark’tan Nuha Boğa’nın moderatörlüğünü yaptığı ‘Yenilikçi Modellerle Değişime Yön Vermek: Gençlerin Gücü’ başlıklı oturumda da gençliğin liderlik yoluyla fark yaratma gücünü, gençlik güçlendirme programlarının etkisini ve dönüşen dünya için gençlerin beklentilerini masaya yatırdık. Oturuma katılan konuşmacılarımız Beste Kayıhan (Mehmet Zorlu Vakfı), Elif Choghay (Re:Coded), Elifcan Şahan (imeceLAB), Homam Hawari (Mikado Embark), Orhun Canca (Girvak) ve Umre Metin (YetGen) vizyonlarıyla bize ilham verdi. 

Oturumun öne çıkan ana fikirleri ise şöyle oldu: “Fırsatları biz yaratıyoruz. Bilinçli ve meraklı olmak önemlidir. Kendine yol çizme ihtiyacı, aksiyon alma, öğrenmeye ve keşfetmeye açık olmak, sorgulamak değerlidir. Toplumda bir etki yaratmak, değişimin bir parçası olmak amaçlarımız arasında yer almalıdır. Birlikte ortak amaç için çalışmak daha inovatif gelişmelerin önünü açabilir. Girişimci ruh, kalıpların dışında düşünebilmek teknolojiyle birlikte katma değer yaratır. Çizilen rolü reddetmek, kendi hikâyeni bulmak paha biçilmezdir.”

Topyekûn mücadele için filantropi

Acil durumların insanları bir araya getirdiğini gördük peki ya rutin tavırlarımız? Bu ilgi çeken soruya ‘Stratejik Filantropi’ başlıklı oturumda yanıt aramaya çalıştık. Rekind UK & Yeşilist Kurucusu Ergem Şenyuva’nın yönettiği oturumda konuşan Etki Yatırımcısı & Filantropist Antonis Schwarz, Özyeğin Vakfı Sosyal Yatırımlar CEO’su Ayla Göksel ve King Khalid Foundation CSO’su Dr. Natasha M. Matic; sosyal odaklı yatırımları, ekonomik ve sosyal standartları yükseltecek faaliyetleri, dünyaya şekil veren yeni filantropi trendlerini anlattı.

Natasha M. Matic, “Toplumun bakış açısını değiştirmek gerekiyor çünkü filantropi sadece bağış, yardım gibi görülüyor. Anında tepki verebilmek, ihtiyaçları doğru tespit edebilmek, devletle iletişimi güçlendirmek, mümkün olduğunca fazla paydaşı sürece dahil etmek önemli. Tek kişinin yapamadığını birçok insan yapabilir” derken Antonis Schwarz da bağışçıların ihtiyaç sahipleriyle bir araya geldiği katılımcı filantropi modelini desteklediklerini söyledi. Ayla Göksel ise pandemi sırasındaki yardımlaşma üzerine; “İnsanlar kendi duygularıyla yola çıktı ve kendilerini organize etmeye başladı. Sorulması gereken ise şu: Küresel bir pandemiyi beklemeden bunu nasıl harekete geçirebilir ve sürdürebiliriz? Konu çek yazmaktan ibaret değil. Belirtilerden ziyade, problemlerin kökenini nasıl çözebileceğimize odaklanmalıyız” ifadelerini kullandı.

Blog

Değişim altın tepside sunulmaz

Biliyoruz ki hiçbir değişim altın tepside sunulmuyor. Kendimizi ve etrafımızdaki koşulları değişime hazır hale getirmeliyiz. The League of Intrapreneurs Kurucu Ortağı Florencia Estrade’ın yönettiği ‘Değişime İçeriden Liderlik Etmek: Kurum İçi Girişimcilik ve Kurumsal Engeller’ başlıklı oturumda dönüşüm yaratmak için kendilerini ortaya koyan kurum içi girişimciliğe odaklandık. Vestel Ventures Genel Müdürü Metin Salt, Covestro AG Kıdemli Kurumsal Strateji ve Portföy Geliştirme Müdürü Stefan Koch ve Fiba Holding Sosyal Yatırım Projeleri Direktörü Yasemin Sırali bu enerjinin nasıl tetikleneceğini anlattı. 

Metin Salt, “Kurum içi girişimcilik mental bir egzersiz gibidir. Sınırları zorlamayı gerektirir, teşvik gerektirir. Yetenekleri toplamak yetmez onları geliştirmelisiniz de. Günün sonunda program başarılı olduğunda bu herkesin faydasınadır” diye konuştu. Yasemin Sırali iş birliğine duyulan ihtiyaca, değer üretip topluma hizmet etmeye dikkat çekerken Stefan Koch ise “Girişimciler birer kahraman değil, aksine bu hayatın gerekli olan bir parçası. Bir şeye inanıyorsanız, etki sahibi olmak istiyorsanız azminizi kaybetmemeniz gerekir” ifadelerini kullandı.

Blog

Şehirlerin geleceğe etkisi

Dönüşümü yaratmakta, kurumların, liderlerin ve bireylerin olduğu kadar yerel yönetimlerin rolü de büyük önem yaşıyor. Moderatörlüğünü SIX CEO’su Louise Pulford’un yaptığı ‘Vatandaşların Şehirlere Dair Farklı Olası Gelecek Senaryolarını Nasıl Şekillendirebileceğini Keşfetmek’ başlıklı oturumda şu soruya yanıt aradık: “Daha dayanıklı ve yaşanabilir şehirler için farklı geleceklere yönlendiren deneyimleri nasıl yaratabiliriz?”

Konuşmacılardan McConnell Vakfı Şehir ve Mekân Portföy Direktörü Jayne Engle, şehirleri birer gezegen, yaşayan organizmalar olarak düşünmemiz gerektiğini vurgularken; Bogotá Şehrinde Vatandaşlık Kültürü Dairesi’nde (SCRD) Çevre Kültürü Takım Lideri Javier Guillot da doğayla birlikte yatırım yapmanın şart olduğuna dikkat çekti. 

İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı Onur Eryüce, “Şehirler küresel politika ağının kesişim noktasında yer alıyor, dönüştürücü bir güçleri var. Belediye olarak vatandaşlar, diğer belediyeler, üniversiteler ve STK’lar arasındaki etkileşimi sağlamalıyız. Bu bağlantı aynı zamanda demokratik katılımı da mümkün kılacaktır” dedi. ICLEI Küresel Savunuculuk Direktörü Yunus Arıkan ise bireylerin önemine dikkat çekerek “Önümüzdeki 10 sene içinde gezegenimizin geleceğini yeniden inşa edebiliriz, bu büyük bir fırsat. İnsanlar vicdanlı ve farkında olmalı. 

Sistem evrimini nasıl başaracağız?

Peki, bireylerin de bir halkası olduğu kurumlar karşılaştığımız zorluklara uygun bir rolü nasıl üstlenecek? Gazeteci Şirin Payzın’ın yönettiği ‘21. Yüzyılda Kurumların Rolü Ne Olacak?’ oturumunda konuşan MIT’de Kıdemli Öğretim Görevlisi ve Presencing Enstitüsü Kurucu Başkanı Otto Scharmer, sitemi değiştirmenin zihniyeti dönüştürmekten geçtiğini söyledi. 

Blog

Scharmer, “Sistemin parçası olarak bireylerin kendilerini sorguladıkları noktada farkındalık başlıyor. Tartışmanın bitip diyalogun başladığı yer burası. Diyalog aslında sistemin kendi kendine bakabilme yeteneğidir. Değişimi yaratanlar bunu başarabilenlerdir. Önce birbirimizi dinleyeceğiz; en marjinal gruplar da konuşacak ve herkes birbirine kulak verecek” dedi. 

Zirvenin kapanış oturumu ise Zorlu Holding Kurumsal İletişim Genel Müdürü Aslı Alemdaroğlu, ATÖLYE Kurucu Ortağı Kerem Alper, S360 CEO’su Kerem Okumuş, BMW Vakfı Herbert Quandt Kuzey Afrika & Batı Asya Ağ Organizatörü Louisa Mammeri, SIX CEO’su Louise Pulford, Now Partners Kurucu Ortağı & Global Elçisi Marcello Palazzi, imece Direktörü Mustafa Özer ve B Lab Europe Ülke Partner Yöneticisi Yeliz Mert’i bir araya getirdi. Zirveyi özetleyen katılımcıların tümü kadınların ve gençlerin sesine daha fazla kulak vermek, doğaya yaklaşmak, birbirimizi daha fazla dinlemek, mevcut sistemi dönüştürmek konusunda birleşti.

Blog

Dönüşümün sağlıklı iletişimden, inisiyatif almaktan, inovasyondan, kapsayıcılıktan, iş birliğinden ve en çok da sürdürülebilir yöntemlerden geçtiği yadsınamaz bir gerçek. Bunun için bireylerden başlayacak çabanın kurumlara, toplumlara, iş dünyasına, finans sektörüne ve nihayetinde devletlere yayılması gerekiyor. Hedef olarak önümüze koyduğumuz 2030 yılında dünyanın nasıl görüneceğini belirlemek de yaptığımız seçimlere ve ürettiğimiz çözümlere dayanıyor. Gelecek bizim elimizde!