Sürdürülebilir Olmak İsteyen Organizasyonlar Nelere Dikkat Etmeli?
Geleceğe uyum sağlamak isteyen organizasyonlar neye dikkat etmeli? Dönüşüme dair ipuçları bu yazıda!
Koşullarımız sürekli ve hızla değişiyor, gelecek daha belirsiz bir hale geliyor, eşitsizlikler gittikçe büyüyor, tüm bunların üstüne pandemi gibi küresel krizler de giderek olağanlaşıyor. Amacımızı gözden geçirdiğimiz bu dönemde geleceğe uygun iş modelleri tasarlamak ve bunları uygulamak önem kazanıyor. Sistemsel davranılması gereken dönüşümlere ihtiyaç artıyor. Bu kapsamda sürdürülebilirlik, refahı büyütmek ve uzun vadeli değer yaratmak öne çıkıyor.
Organizasyonların anlamlı çevresel ve sosyal fayda üreterek varlıklarını sürdürmeleri ise gelecek temelli bakış açısıyla ve buna uygun bir vizyonla gerçekleşebilir. Peki nasıl bir vizyon hedeflenebilir? Geleceğe uygun, dönüşüme kucak açan bir organizasyonun dikkat edeceği noktalar neler olabilir?Nasıl bir vizyon?
- Finansal gelirden farklı olarak etki ve amaç hedeflenebilir. Sosyal sorumluluk öncelik haline getirilebilir.
- Sürdürülebilirlikte asıl amaç sosyal etki olarak belirlenebilir. Etkinin de ötesinde katkı sağlanabilir. Yani sadece sürdürülebilir kılmakla kalmayıp sistemi tamir edecek süreçler geliştirilebilir.
- Hiçbir organizasyon, yapı veya kurum tek başına bir ada değildir; çevremiz de bizi etkiler. Bu nedenle kolektif bilinçle dönüşmek oldukça önemlidir. Kadronun tamamının değişime inanması, sürece dahil olması ve iş birliği yaratmak hedeflenebilir.
- Ekiplerdeki bireylerin değerleri eşleştirilebilir. Bir amaç için değerlerini birleştirmeleri amaçlanabilir.
- Eğitim olarak geleceğe hazırlıklı olmak, yeni trendleri benimsemek önemlidir. Sürekli öğrenme halinde olmak da önemlidir. Gençler ve çalışanlar yarına hazırlanabilir.
- Gençlere ve kadınlara gereken önemi vermek, yeterli alanı açmak organizasyonların dönüşüm sürecinde geride kalmaması için değerlidir. Kapsayıcı politikalar benimsenebilir.
- Hızla ilerleyen bilgi ve teknoloji trendlerine ayak uydurulabilir.
‘İnsani değerler, iyilik, doğaya saygı’
Bu dönemde sosyal fayda yaratan, içinde bulunduğu coğrafyanın ihtiyaçlarına cevap verebilen, sorumluluklarını yerine getiren şirketler sürdürülebilir olacak. Peki değişim ve dönüşümde nasıl yer alacağız? Bu kapsamda uzun vadeli değer yaratma konusunda alanında uzman kişilerin ne düşündüğünü ‘imece summit’ kapsamında mercek altına aldık.
Gelecek odaklı sürdürülebilirlik stratejisi Akıllı Hayat 2030’u geliştiren Zorlu Holding, 18-19 Mart 2021 tarihlerinde düzenlenen bu zirvede ‘Geleceğe Uygun Organizasyonlar’ başlıklı oturuma ev sahipliği yaptı. Zorlu Holding Kurumsal İletişim Genel Müdürü Aslı Alemdaroğlu moderatörlüğünde yapılan oturuma Expanscience Türkiye CEO’su Ahmet Fikret Baltaoğlu, Vodafone Türkiye Dış İlişkilerden Sorumlu İcra Kurulu Başkan Yardımcısı ve Türkiye Vodafone Vakfı Başkanı Dr. Hasan Süel ile Akbank İnsan ve Kültür Genel Müdür Yardımcısı Pınar Anapa katıldı.
Pınar Anapa, 2025 yılına kadar temel yetkinliklerin yüzde 40’ının değişeceğini, bunun da yeni yetkinlikler geliştirmemiz gerektiği anlamına geldiğini söyledi. Anapa, “Toplumun her kesimi kurumlardan somut ve güçlü adımlar atmasını talep ediyor. Çok daha büyük sorumluluklarımızın olduğunu gördük. Bugüne kadar hep teknolojiyi, dijitalleşmeyi konuşmuştuk; şimdi salgının da sonucu olarak insanı konuşmaya başladık. Bu olmadan her bir dönüşümün yarım kalacağını biliyoruz. İkisinin gücünün teknolojiyle birleşmesi gerçek dönüşümü yaratacaktır” dedi.
Ahmet Fikret Baltaoğlu ise iş ve ticaretin gücüyle iyilik yapmanın, çalışan katılımının ve öğrenmenin dönüşüm için anahtar kavramlar olduğunu aktardı. Baltaoğlu, şu ifadeleri kullandı; “İnsanların kendi değer yargılarını ve hayat amaçlarını profesyonel faaliyetlerinde onurlandırabilmeleri önemli. Değerlerimizle örtüşüyor mu? Önce tamir eden, sonra da mevcudu geliştiren sistemleri planlıyor olmamız lazım. Bilginin yeniden öğrenilmesi, yeniden düzenlenmesi süreci giderek azalıyor. Şu anda yapmamız gereken öğrenmeyi öğrenmek.”
Hasan Süel ise amaçlarının dijitalleşmeye devam etmek, herkes için kapsayıcı olmak ve çevreyi korumak olduğunu vurguladı. Süel, “Yaptığı işlerin bir amaca dokunduğu, müşterisi olsun olmasın içinde bulunduğu coğrafyadaki ihtiyaçlara cevap veren şirketlerin sürdürülebilir olabileceğini düşünüyoruz. Çevreyi göz ardı eden başarıların sürdürülebilir olmadığına inanıyoruz” diye konuştu.